30 Aralık 2014 Salı

Azerbaycan-İsrail ilişkilerinin temel dinamikleri




İsrail Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Avigdor Liberman`ın Azerbaycan ziyareti her ne kadar daha çok İran meselesine dair spekülasyonlarla gündeme gelse de, iki ülke arasında ilişkilerin gelişmesinde başka önemli nedenler de var. Bu nedenleri stratejik, ekonomik ve güvenlik boyutlar şeklinde sıralamak mümkün.
Azerbaycan açısından İsrail`le ilişkilerin stratejik boyutu iki temel gerekçeye dayanmaktadır. Son 20 yıl zarfında Azerbaycan dış politikasının iki temel önceliği var: bağımsızlığın korunması ve toprak bütünlüğünün sağlanması. İsrail`le ilişkiler bu bağlamda ABD`deki güçlü Yahudi lobisi nedeniyle stratejik önem arz etmiştir. Bu bağlamda Bakü yönetimi Yahudi (ve enerji) lobisi aracılığı ile bir yandan özellikle, Rusya`ya karşı ABD`nin bölgede dengeleyici rol oynamasını sağlamağa çalışmış, diğer yandan ise Washington`dakı karar mercilerinde etkin olan Ermeni lobisinin gücünü kırmayı amaçlamıştır. Keza İran`ı dengeleme amacı da bu yaklaşımın ürünü.
Azerbaycan`ın İsrail`le ilişkilerinin ekonomik boyutunu ise bu ülke ile geliştirilen iktisadi ilişkiler oluşturmaktadır. İki ülke arasında yıllık 4 milyar doları bulan ticaret hacminin en önemli kalemini ise enerji oluşturmaktadır. Bu bağlamda Azerbaycan`ın enerji müşterilerini çeşitlendirme stratejisinde İsrail`le yapılan enerji işbirliği hiç de azımsanmayacak kadar önemlidir.

Bakü-Tel-Aviv ilişkilerinin güvenlik boyutunu ise iki temel kalem oluşturmaktadır: silah ticareti ve istihbarat işbirliği. 20 yıldır yapılan Karabağ müzakerelerinin sonuçsuz kalması ve bağlamda Ermenistan`la savaşın halen güçlü bir olasılık olarak değerlendirilmesi nedeniyle Azerbaycan ordusu en modern silahlarla donatılmaktadır. Bu süreçte İsrail önemli bir partnerlerden biri gibi değerlendirilmektedir. İki ülke arasında bu alandaki işbirliğinin en son örneği, geçtiğimiz Şubat ayında imzalanan 1.6 milyar dolarlık anlaşma olmuştur. İki ülke arasında silah ticaretinde dikkati çeken unsuru ise İsrail`den esasen hava savunma sistemlerinin ve pilotsuz uçakların alınmasıdır.
Keza İsrail`le bu ilişkileri diğer silah satıcılarından Rusya`nın Ermenistan`la ilişkileri, ABD`den silah alımının Washington`un karar mekanizmalarındaki sorunlar ve Moskova`nın reaksiyonu nedeniyle doğurabileceği sıkıntılar ve son olarak Türkiye`nin hava savunma sanayisinin F-16`lar hariç yeterince gelişmiş olmaması bağlamında düşünmek mümkün. İki ülke arasında istihbarat işbirliği çeşitli iddialarda gündeme getirilen kadar büyük olmasa da, Ermenistan`a yönelik uydu istihbaratı yardımı alındığı ve İran`ın bu alandaki faaliyetlerine karşı daha çok önleyici karakter arz eden belirli bir işbirliğinin mevcut olduğu söylenebilir.
İsrail bakımında ise Azerbaycan`la ilişkiler strateji bakımdan birkaç anlam ifade etmektedir. Öncelikle, İsrail`in İran endişesi Tel-Aviv`i Bakü ile ilişkilere özel önem vermeğe itmektedir. İkincisi, “Arap denizinin” içindeki İsrail, zaten öteden beri Arap olmayan Müslüman devletlerle işbirliğini geliştirmeği önemli bir strateji gibi benimsemişti. Şah İran`ı ile zamanında geliştirilen işbirliği, Türkiye ile 1990`larda özellikle derinleşen ilişkiler, ya da Etiyopya`ya özel ilgi bu anlayışın pratiğe yansımasıydı. Ancak, bu saç ayağının İran ve Türkiye ayağı çökmüş durumda. Bu bağlamda İsrail için Azerbaycan (ve diğer Türk cumhuriyetlerinin) önemi artmıştır.
İsrail`li bakanın ülkesinin diş politika önceliklerine dair bazı görüşleri de bu durumu daha da belirgin hale getirmiş. 1999-da kurduğu ve esasen post Sovyet göçmeni Yahudilerin desteğini alan “Evimiz İsrail” partisini 2010 yılında koalisyon ortağı olarak iktidara taşıyan Liberman`ın kendisi de 1978`de Moldova`dan giden bir Sovyet göçmeni. Liberman ülkesinin Rusya ile stratejik işbirliği kurmasını istemekte ve post Sovyet coğrafyasına özel önem vermektedir. Liberman`ın Bakü`de yaptığı Azerbaycan`ın Arap-İsrail ilişkilerinde arabulucu misyonu yürütebileceğine dair açıklamaları da bu kapsamda değerlendirilebilir.
Ekonomik anlamda Azerbaycan, özellikle enerji bağlamında İsrail için büyük önem arz etmektedir. Nitekim, İsrail`in enerji ihracatı içersinde Azerbaycan`ın yüzde 20`nin üzerinde paya sahip olması bu önemin somut rakamla ifadesidir. Bakü-Ceyhan petrol ve Bakü-Erzurum doğal gaz hatlarından sonra Şahdeniz gazı da İsrail`in iştahını kabartıyor. Öte yandan, Türkiye ile ilişkilerin kötüleşmesi ile Mavi Akım-2 projesinin gündemden kalkması ve Mısır ile 2004`de imzalanan doğal gaz anlaşmasının da iptali İsrail için Azerbaycan enerji kaynaklarına ihtiyacı artırıyor. Liberman`ın Bakü ziyareti esas konularından birinin enerji olmasını da bu gelişmeler bağlamda düşünmek lazım.
Güvenlik bağlamında İsrail`in için Azerbaycan`ın önemi İran`nın istihbarat faaliyetleri bağlamında önem arz etmektedir. Keza kötüleşen ilişkiler sürecinde Türkiye pazarının kaybedildiği ve Gürcistan`la silah ticaretinin ise Rusya`nın Suriye`ye ve İran`a askeri malzeme satışı ile dengelediği ortamda zengin Azerbaycan İsrail silah firmaları için önemli müşterilerden sayılmaktadır.
Özetle, Azerbaycan- İsrail ilişkileri ikili dinamiklerin daha yoğun olduğu bir ilişkiler süreci olarak tanımlanabilir. İki ülkenin İran müdahile, Türkiye ve Filistin meselesi konularında ise çok farklı ve hatta zaman–zaman zıtlaşan yaklaşımları var.
Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM-www.qafsam.org) Analisti 
30.04.2012 17:00 Yerel saatı | 14:00 Dünya saatı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder