24 Ocak’ta Moskova'nın Domodedovo Havaalanı’nda terör eylemi
gerçekleştirildi.
Patlama sonucu 35 kişi
öldü ve yaklaşık 180 kişi yaralandı. Ölenler arasında 8 kişinin yabancı uyruklu
olduğu bildirildi. Patlama Moskova saati ile 16.40 sularında havaalanının
uluslararası terminalinde meydana geldi. Güvenlik güçlerinin ilk verilerine göre,
intihar komandosu 5 kg trotil gücündeki bombanın pimini, havaalanının
"gelenleri bekleme salonunda" çekip. Soruşturma Komitesi temsilcisi
Vladimir Markin patlamayla ilgili Ceza yayasının 205 (terör), 105 (öldürme) ve
222 (yasadışı silah ve patlayıcı madde edinme) sayılı maddeleri ile dava
açıldığını belirtmiştir.
Terör olayı Rusya
yönetiminde ciddi tepki doğurmuştur. Bu çerçevede Başkan Dmitri Medvedev 26
Ocak’taki Davos ziyaretini bir gün ertelemiştir. Medvedev güvenlik birimleri
yöneticileri ile olağanüstü toplantı yapmış ve Rusya'nın tüm havaalanları ve
iri çaplı ulaşım sistemlerinde özel rejimin uygulaması emrini vermiştir.
Toplantıdan sonra Rusya Başsavcısı Yuri Çayka patlamayla ilgili soruşturmayı
özel denetimine aldığını açıklamıştır. O, aynı zamanda savcıların havaalanının
ve tren garlarının güvenliğin güçlendirilmesi için gerekli önlemler almasını
konusunda uyarmıştır. Ülkedeki patlamayla ilgili Başbakan Vladimir Putin de
Sağlık Bakanı Tatyana Golikov’la olağanüstü görüşme yapmıştır. Putin bakandan
terör eyleminde ölenlerin ailelerine maddi yardım yapılması için gerekli
belgelerin hazırlamasını ve yaralılara tıbbi yardımın yapılmasıyla bakanın özel
olarak ilgilenmesini istemiştir. Başbakan yaptığı açıklamada, olayın mağdurları
ve yaralılara kişi başına 3 milyon ruble civarında para ödeneceğini belirtti.
Terör eyleminden sonra
yabancı ülke yöneticileri de Rusya devlet başkanını arayarak başsağlığı
dileyerek, yardım teklifinde bulunmuşlardır. Bu çerçevede İngiltere Başbakanı
David Kamerun, İspanya Kralı I. Huan Carlos, Polonya lideri Bronislav
Komarovski ve Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, Medvedev'le telefon görüşmesi
yapmıştır. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da patlamayı gerçekleştiren
teröristlerin bulunması ve sorumluların yakalanması için Rusya`ya yardıma hazır
olduklarını beyan etmiştir.
Terör eyleminin nasıl
vuku bulması ile ilgili çeşitli ihtimaller da gündeme gelmeye başladı. İlk
iddialara göre, teröristler iki kişiydi . Patlamadan sonra Rusya emniyet
güçlerinden bir kaynak ise RİA Novosti ajansına "istihbarat
yetkililerinin, başkent havaalanlarından birinde terör eylemi gerçekleştirilmek
istenildiği konusunda önceden bilgiye sahip olduğunu, ancak terör eyleminin
önlenemediğini" iddia etti. O, 3 kişinin birlikte oldukları intiharcının
havaalanında terör eylemini izledikten sonra orayı terk ettiğini bildirdi.
Fakat Moskova Emniyeti’nin Sözcüsü Viktor Bryukov patlama hakkından önceden
haberdar olduklarıyla ilgili iddiarı yalanladı.
Terör eyleminin kimin
gerçekleştirdiği ile ilgili henüz basına açıklanmış hiçbir resmi bilgi yoktur.
Fakat ilk soruşturma verilerine göre, olayı 30-35 yaşlarında Arap görünümlü
birinin gerçekleştirdiği iddia edilmektedir. Havaalanı kamera kayıtlarına göre,
şüpheli bulunan 3 şahıs ise aranıyor. Yaygın olan kanaate göre, terör eylemi
Kuzey Kafkasya`daki terörist örgütlenmeler tarafından gerçekleştirildi. Rusya
Duması Güvenlik Komisyonu Başkan Yardımcısı Magomed Vakayev "bu eylemin
kendilerini Kafkas emirliğinin temsilcileri olarak tanımlayan teröristlerin,
federal güvenlik güçlerinin son dönemlerde Dağıstan ve İnguşetya`daki başarılı
operasyonlarına cevap niteliği taşıdığını" belirtmiştir. Aynı komitenin
bir diğer başkan yardımcısı Gennadi Gudkov da artık Kuzey Kafkasya'da intihar
bombacısı bulmanın zor bir şey olmadığına dikkati çekip. O, emniyet güçlerinin
eylemi önleyememelerinin ciddi bir yanlış olduğunu belirtti. Rusya Anayasa
Mahkemesi başkanının danışmanı ve Interpol'un Rusya Bürosu şefi görevini
yürütmüş emekli polis tuğgenerali Vladimir Ovşinnikov ise olayda güvenlik
birimlerinin yanı sıra, Domodevo Havaalanı’nın yönetiminin de sorumluluğu
olduğunu vurguladı.
Ancak terör eyleminin
Rusya'da 2012 yılındaki başkanlık seçimlerine hesaplanmış olduğunu iddia
edenler de var. Bu tezi savunanlar 2012 yılındaki başkanlık seçimleri öncesinde
Medvedev ve Putin arasında iktidar mücadelesinin gündeme geldiğini öne
sürüyorlar. Daha çok muhalif liberal kanatta görülen bu yaklaşımı savunanlar
son dönemlerde Rusya'da, özellikle Moskova'da terör eylemlerinin ve gerginliğin
artmasına dikkat çekiyorlar. Bu görüşü savunanlar Putin`in 1999'da iktidara
gelişi sürecinde Moskova ve Rusya'nın çeşitli şehirlerdeki şüpheli terör
eylemlerini hatırlatıyorlar. O, zaman bu eylemler Rus halkının Çeçenistan`a
ikinci müdahaleye destek vermesine imkân yaratmış ve Putin'in popileritesini
artırmaya hizmet etmişti. Domodedova`daki terör eyleminde bu varsayımlardan
hangisinin doğru olacağını zaman gösterecek. Fakat ister Kuzey Kafkasya
kaynaklı, isterse ülke içi iktidar mücadelesinin yansıması olsun son terör
eylemi Rusya'da güvenlik riskini arttıracağı, bunu ise yeni sıkı güvenlik
önemlerinin yanı sıra, siyasi sistemi daha da otoriterleştireceği beklenebilir.
Dr. Nazim Cafersoy
KAFSAM analisti ve ADİU Türk Dünyası İşletme Fakültesi öğretim üyesi
KAFSAM analisti ve ADİU Türk Dünyası İşletme Fakültesi öğretim üyesi
27.01.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder