29 Aralık 2014 Pazartesi

Rusya`nın DTÖ Üyeliği




21 Ağustos`ta Rusya nihayet Dünya Ticaret Örgütü`ne (DTÖ) üye oldu. Nihayet diyoruz, çünkü Rusya`nın bu kuruma üye olma serüveninin tam 19 yıllık tarihi var.
Kremlin yönetiminin küresel ekonomik yapıya enterge olma çabaları, özellikle de ticaret düzenlemelerine ilgi göstermesi 1993 yılına kadar uzanmaktadır. Rusya yöneticileri 1993 yılında Ticaret ve Gümrük Tarifeleri Genel Anlaşması (GAAT) özel ilgi göstermiş ve bu anlaşmaya imza koyma çabası içinde olmuşlardır.
O zaman henüz yenice bağımsız olan Rusya`nın ekonomisinde liberal politikalar, dış politikasında ise Batıya özel sempati duyan Atlantikçi yaklaşım etkindi. Bu çerçevede GAAT`a, 1995 yılından itibaren ise bu anlaşmanın yerini alan Dünya Ticaret Örgütü`ne üyelik Rusya`yı yönetenler için özel anlam ifade etmekteydi.
Öncelikle, ekonomik bağlamda, Dünya Ticaret Örgütü`ne üyelik Rusya ekonomisinin liberal reformları gerçekleştirmesi ve yabancı yatırımları çekmesi bakımından önemli görülmekteydi. İkincisi, dış politika bakımından ise Atlantikçilere göre, kuruma üyelik Rusya`nın Batıya entegrasyonu bakımından önem arz etmekteydi.
Rusya`da 1990`lı yılların ortalarından itibaren ekonomide liberal politikalar önemli ölçüde revize edildi. Zaten dış politikada da Atlantikçilik yerini Batı ile zaman zaman gerginlik üreten Avrasyaçılığa bıraktı.
Bu süreçte DTÖ üyeliği meselesi önemli ölçüde gölgede kalsa da, hatta zaman-zaman Rusya ile Batı arasındaki gerginliğin konularından birine dönüşse de, Rusya yöneticileri bu kuruma üye olma hedefinden vazgeçmediler. DTÖ`ye üyelik hedefi Rusya`da ekonomide “devlet kapitalizmini”, dış politikada ise kendine özgün “uzlaşmacı” modelini devreye sokan Putin yönetiminin önemsediği konulardan biri oldu.
Medvedev döneminde de devam eden bu yaklaşım DTÖ ile 1995 yılından itibaren başlayan müzakerelerin devam etmesini sağladı. Taraflar arasındaki müzakerelerin esas konularını ise gümrük tarifeleri, tarım sektörü, Rus hizmet sektöründe liberalleşme ve yasal sorunların çözümü oluşturdu.
Bunun yansıra, Rusya`nın üyeliği meselesi bazı üye devletlerle yaşadığı sorunlar nedeniyle ciddi sıkıntı ve gecikmeler yaşadı. Malum, DTÖ`ye üye olmak için bütün üyelerin “olurunu” almak şart. Nitekim kuruma üyelik meselesi ABD, AB ve Gürcistan tarafından Moskova`ya karşı koz olarak kullanıldı. Polonya, Baltık ülkeleri ve Ukrayna ise Rusya ile yaşadığı sorunlar sırasında DTÖ üyeliğini veto etme silahını kullanma tehdidi savurdular.
Rusya uzun müzakerelerden sonra 2011 yılında hem DTÖ ile müzakereleri başarı ile sonuçlandırdı, hem de itiraz eden üyelerin rızasını almayı başardı. Rusya`nın DTÖ üyeliğine ilişkin kurumla imzaladığı protokol 2012 yılı Temmuz ayında Duma tarafından onaylandı. Başkan Putin`in 21 Agustos`takı kararnamesi ise yasal süreci tamamlamış oldu.
Rusya`nın DTÖ üyeliğine ülke içinden bazı küçük itirazlar olsa da, genelde ciddi ekonomistler ve politikacılar bu olayı olumlu karşılamaktalar. Başta eski maliye bakanı Aleksey Kudrin olmakla çok sayıda saygın ekonomi uzmanı ise bu üyeliğin Rus ekonomisinin gelişimine hız kazandıracağını düşünüyor. Politik anlamda ise, DTÖ üyeliği İran, Suriye ve füze savunma sistemi sebebiyle iyice gerginleşen Rusya-Batı ilişkilerinde küçük de olsa bir yumuşama sayılabilir.
Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM-www.qafsam.org) Analisti
23.08.2012 17:20 Yerel saatı | 14:20 Dünya saatı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder