Son bir haftada Kafkasya gündeminin en önemli başlıklardan birini
“Kafkasya-2012” isimli Rus askeri tatbikatı oluşturmakta.
Kuzey Kafkasya`da, ya da
son yıllardaki Kremlin terminolojisi ile “Güney Askeri bölgesinde” 17-23 Eylül
tarihlerinde gerçekleştirilen tatbikatta 8 bin kadar asker, 200’den fazla
askeri araç, farklı amaçlı yaklaşık 100 top, 10 kadar askeri gemi ve tekne görev
alıyor. Bizzat Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nikolay Makarov yönetiminde
gerçekleşen tatbikatı Devlet Başkanı Vladimir Putin de izledi.
“Kafkasya-2012” son
yıllarda askeri tatbikatlara özel önem veren Kremlin yönetiminin bu yıl
içerisinde gerçekleştirdiği en büyük ve önemli tatbikat niteliğini taşıyor.
Tatbikatın temelde 3 esas mesajının olduğu söylenebilir.
Öncelikle,
“Kafkasya-2012” tatbikatını “Rusya`nın Filistin`i” olarak tanımlanan ve ciddi
güvenlik sorunlarının bulunduğu Kuzey Kafkasya`daki askeri etkinliğini koruma
çabası gibi nitelendirebiliriz. 2014 yılında bölgede Soçi olimpiyatlarının
yapılacak olması ve son dönemlerde Rus yanlısı kişilere yapılan suikastların
artması bu tatbikatın iç güvenlik bağlamındaki önemini açıkça ortaya koymakta.
Nitekim tatbikatın sadece ordu birlikleri ile sınırlı kalmamış olması ve iç
güvenlik birimlerinin de burada iştiraki bu çerçevede değerlendirilebilinir.
Tatbikatın ikinci mesajı
genel anlamda eski Sovyet coğrafyasında, özel olarak ise Güney Kafkasya`nın
Azerbaycan ve Gürcistan gibi Kremlin’in sözü dinlemeyen ülkelerine yöneliktir.
Eski Sovyet coğrafyasında etkinliğini korumak için çeşitli vasıtalardan
istifade eden Rusya`nın bu süreçte askeri faktöre özel önem verdiği zaten iyi
bilinmekte. Son dönemlerde eski Sovyet Cumhuriyetlerindeki askeri varlığını
uzun süreli anlaşmalarla garanti altına alan Kremlin, zaman-zaman yaptığı
tatbikatlarla bir yandan askeri güç gösterisi yapmakta, diğer yandan ise bu
sürece eski cumhuriyetleri de katarak bölgede askeri işbirliğini derinleştirmeye
çalışmaktadır.
Nitekim, “Kafkasya-2012”
tatbikatının 2008 yılındaki Rus-Gürcü savaşının ertesi yılından itibaren
düzenli yapılmaya başlanması da bu olayın askeri güç gösterisi niteliğini
açıkça ifade ediyor. Her sene genellikle yaz aylarında yapılan tatbikatın bu
yıl son baharda, tam da Gürcistan`da parlamento seçimleri arifesinde yapılmış
olması da gözden kaçmıyor. Zaten Gürcü yönetimi de tatbikatı kendisi ve bölge
için tehlike gibi gördüğünü açıkladı.
Yine tatbikatın Rusya
ile Azerbaycan arasında Gebele üssü konusunda anlaşmazlığın yaşandığı dönemde
gerçekleşmesi de dikkate değer bir husus. Tatbikata Rusya Hazar filosunun bazı
gemilerinin iştiraki de bu çerçevede düşünülebilir. Keza tatbikat,
Jirinkovski`nin Azerbaycan aleyhte açıklamaları ve Kafkasya`da Rus-Ermeni
ittifakına ilişkin demeciyle aynı döneme denk gelmesi ile de özel bir anlam
kazandı.
Basında daha çok
“Kafkasya-2012” tatbikatı yer alırken, aynı tarihlerde eski Sovyet
coğrafyasında, merkezinde Rusya`nın olduğu askeri nitelikli iki tatbikat daha
gerçekleşti. Bunlardan birincisi Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünün
Ermenistan`da yapılan “İşbirliği-2102” tatbikatıdır. Bir diğer önemli olay gibi
ise aynı örgütün içişleri bakanlıklarının Moskova civarında yaptığı
“Yıldırım-2012” eğitim tatbikatı sayılabilir.
Kafkasya-2012
tatbikatının üçüncü önemli mesajı Orta Doğu merkezli gelişmelere ilişkindir.
Zaten bu tatbikatın strateji nitelikli olduğunun açıklanması bu kapsamda
okunmalı. Zira İran ve Suriye ekseninde gelişmelerden ve bu olayların
Kafkasya`daki güç dengelerine olası etkilerinden rahatsız olan Moskova bu
tatbikata özel önem veriyor. Nitekim tatbikata başkan Putin`in katılarak
verdiği mesajlar ve askeri sürecin bizzat Rusya genelkurmay başkanı tarafından
yönetilmiş olması bu olayın stratejik ve siyasi boyutunu ortaya koymakta. Yine
tatbikatta İran sınırındaki Hazar filosunun, görev alanı içerisinde Akdeniz`in
de bulunduğu Karadeniz filosundan gemilerin ve uzun menzilli askeri uçakların
iştikakı ise işin askeri boyutu bakımından anlamlı. Keza, tatbikatın bu
niteliği Ermenistan`da yapılan “İşbirliği-2102” tatbikatı ile birlikte
düşünüldüğünde Kürecik`teki radar üssüne yönelik bir mesaj anlamı taşıdığını da
söylemek mümkün.
Özetle, Kremlin yönetimi hem iç güvenlik hesapları, hem bölgesel iddiaları, hem de Ortadoğu merkezli küresel endişeleri nedeniyle askeri vasıtaları tetikte tutan bir yaklaşım içinde. Moskova`nın bu tutumu özellikle Güney Kafkasya ve İran merkezli gelişmeler sürecinde göz ardı edilmemeli.
Özetle, Kremlin yönetimi hem iç güvenlik hesapları, hem bölgesel iddiaları, hem de Ortadoğu merkezli küresel endişeleri nedeniyle askeri vasıtaları tetikte tutan bir yaklaşım içinde. Moskova`nın bu tutumu özellikle Güney Kafkasya ve İran merkezli gelişmeler sürecinde göz ardı edilmemeli.
Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik
Araştırmalar Merkezi (QAFSAM-www.qafsam.org) Analisti
24.09.2012 16:45 Yerel
saatı | 13:45 Dünya saatı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder