29 Aralık 2014 Pazartesi

Rusya`nın 2013 önceliği BDT




Rusya`nın post Sovyet coğrafyasındaki geleneksel etkinliğinin güncellenmesi son dönemlerde ciddi bir ivme kazanmıştır.
Nitekim 2012`deki başkanlık seçimlerinde Putin`in dış politika önceliği olarak beyan ettiği “Avrasya Birliği” projesi, göreve gelirken yeni bir dış politika doktrini hazırlama talimatı, bu talimat sonucu hazırlandığı belirtilen doktrin tasarısından basına yansıyanlar Kremlin’in post Sovyet coğrafyasında çok boyutlu entegrasyon çabalarını yeni yılda da sürdüreceğinin habercisi.
Esasında Moskova`nın bu coğrafyadaki tarihi mirası Rusya`nın 1991 sonrası bölge politikaları ile birleştirildiğinde bu durum şaşırtıcı değil. Keza SSCB`nin çöküşü sonrası onun hukuki ve siyasi mirasçısı konumunda olan Rusya için geçen 20 sene içinde yönetimde kimin olmasından bağımsız olarak BDT coğrafyasında en öncelikli çıkar alanı olarak görülmüş ve “yakın çevre” biçiminde tanımlanarak Rus dış politikasının temel yönelim alanlarının başında gelmiştir.
İster Rusya`nın içinde bulunduğu iç koşullar, isterse de bölgesel ve uluslararası dengeler dikkate alındığında geçen 20 sene içinde Rusya`nın BDT bölgesindeki etkinlik mücadelesini üç temel döneme ayırmak mümkündür. 1991-1999 yıllarını kapsayan ilk dönemin esas özelliği Rus etkinliğinin, Kremlin yönetimin çabalarına rağmen, bir gerileme sürecinde olmasıdır. SSCB’nin çöküşü ile başlayan bu süreç Başkan Boris Yeltsin’in AGİT`in 1999’daki İstanbul Zirvesi’nde Gürcistan`dan askeri üslerini çekeceğini resmen taahhüt etmesi ile zirveye ulaşmıştır.
1999-2008 dönemlerini içine alan ikinci dönem Rusya`nın mevcut gerileme sürecini durdurma ve mümkün olduğunca geriye çevirme dönemi olarak tanımlanabilinir. Rusya`da Vladimir Putin`in iktidara gelmesi ile başlayan bu süreç enerji kaynaklarının yanı sıra 11 Eylül saldırıları bağlamında ABD`nin bölgeye artan ilgisi ile ciddi bir meydan okuma ile karşı karşıya kalmıştır. Fakat içte Putin reformları ile toparlanmaya başlayan Rusya`nın, dışarıda ABD`nin 2003’te Irak`a saldırısını ve Afganistan`da işlerinin istediği gibi gitmemesini kullanarak, özellikle 2004 yılı sonrasında BDT coğrafyasında gerileme sürecini durdurmuş ve bölgede eski gücünü yeniden kazanmaya başlamıştır. Gürcistan ve Ukrayna gibi ülkelerin istemelerine rağmen, Rusya`nın itirazıyla Mart 2008`de NATO üyeliğine alınması yolunun açılmaması Moskova yönetiminin bu gücü yeniden kazandığını simgeleyen en önemli veri gibi görülebilir. Bölgede siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel bağlamda kendini gösteren Rus etkinliğinin en başarısız boyutunu ise Bakü-Ceyhan petrol hattı olmak üzere Rusya`ya alternatif enerji projelerini engelleyememiş olması oluşturmuştur.
Rusya`nın BDT coğrafyasında etkinlik kurma politikasının üçüncü döneminin habercisi ise 2008 Ağustos’unda Kremlin yönetimin Gürcistan`a askeri müdahalesi olmuştur. O tarihten beri gelişmeler ve Rusya`nın attığı adımlar Moskova yönetiminin bu dönemi BDT mekanında kendi düzenin kurma dönemi olarak gördüğünü söylemeyi mümkün kılıyor. BDT coğrafyasında Rus askeri üslerinin kalma sürelerinin uzatılması, Abhazya ve Güney Osetya`ya kurulan yeni askeri üsler, Orta Asya Cumhuriyetlerine ABD askeri üslerin çıkarılması istikametinde artan baskılar, Kolektif Güvenlik Anlaşması Teşkilatı`nın güçlendirilmesi çabaları, Gümrük Birliği ve Ortak Ekonomik Bölge oluşumu Rus dış politikasının bu amacının önemli başarılı örnekleri gibi görülebilinir. Keza Ukrayna ile Rusya arasındaki ilişkilerin giderek derişmesi ve Gürcistan`daki parlamento seçimlerin bölgesel dengelere etkisi de unutulmamalı. Özetle, gelişmeler 2013 yılında Rus dış politikasında BDT coğrafyasında en temel gündem maddesinin Rus etkinlik ve baskılarının artmasının olacağını işaret ediyor.
Tabii Rusya`nın bölgesel etkin çabalarında Kafkasya bölgesinin yeri özel ve bu süreçte Gürcistan, Azerbaycan gibi ülkelerin konumu bir yazıya sığmayacak kadar önemli. Bu konuyu yeni yılda ele alacağımız yazılarla irdeleyeceğiz.
Sonda bütün okurların 31 aralık Dayanışma gününü kutlar, 2013 yılının hayırlara vesile olmasını dilerim.
Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM-www.qafsam.org) Analisti
29.12.2012 15:35 Yerel saatı | 12:35 Dünya saatı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder