Kuzey Kafkasya`nın jeopolitiği.
Kuzey Kafkasya Rusya`nın
güneyde Azerbaycan ve Gürcüstan, batıda Karadeniz ve Azak, doğusunda ise Hazar
Denizi ile sınır bölgesidir. Bölgenin geleneksel coğrafyası Rusya
Federasyonu`nun Adıgey, Dağıstan, İnguşetya, Kabardin-Balkar, Karaçay-Çerkez,
Kuzey Osetya-Alanya ve Çeçenistan Cumhuriyetleri ile Rostov, Krasnodar ve
Stavorpol bölgelerinden oluşmaktadır. İdari açıdan bu coğrafya 19 ocak 2010
yılına kadar Güney Federal Bölgesi adı ile Rusya`nın 7. federe subjesiydi.
Fakat o tarihte Rusya devlet başkanı Dmitri Medvedev’in kararıyla Güney Federal
Bölgesi ikiye bölünerek Dağıstan, İnguşetiya, Kabardin-Balkar, Karaçay-Çerkes,
Kuzey Osetya-Alaniya ve Çeçenistan Cumhuriyetleri ile Stavarpol bölgesinden
oluşan ve federal merkezi Pyatigorsk olan "Kuzey Kafkasya" adlı yeni
ve sayıca 8. federal bölgesi oluşturulmuştur. Yeni idari bölünme sonucunda
geleneksel olarak Kuzey Kafkasya'nın parçası sayılan Adigey Cumhuriyeti'ne ise
yeni federal bölge içinde yer verilmemiştir. 172 360 kmkare yüzölçümü ile Rusya
Federasyonu topraklarının yaklaşık yüzde 1`ini oluşturan yeni federal bölgede,
ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 6,5’i (9 254 940 kişi) oturmaktadır. [2]
Jeopolitik açıdan
Rusya'nın güneye yayılmasının temel yolunu oluşturan bu bölge, dört temel
özelliği ile dikkati çekmektedir. Öncelikle, Kuzey Kafkasya Rusya'da etnik ve
din çeşitliliğinin kendini en yoğun şekilde gösterdiği federal bölgedir. Bölge
nüfusunun büyük bir kısmını Slavlar oluşturmaktadır. Büyük çoğunluğu Ruslardan
oluşan bu nüfus, bölgeye 17. yüzyıldan itibaren yerleşmeye başlamış ve bu süreç
19 ve 20. yüzyıldaki yeni göç dalgaları ile devam etmiştir. Ancak buna rağmen
Kuzey Kafkasya halen etnik bakımdan Rusların mutlaka çoğunluğu teşkil etmediği
(2 743 000-29,9%) tek bölgedir. [3] Son dönemlerde zor sosyo-ekonomik koşullar
ve güvenlik sorunları, Rusların bölgeden göçünü zorunlu kılması da bu durumun
sonucu olmuştur. Ancak yeni idari sistemde, Rusların çoğunluğu oluşturduğu
Stavrapol bölgesinin başkenti Pyatgorski`nin yeni oluşturulan Kuzey
Kafkasya`nın idari merkezi olarak belirlenmesi, Kremlin’in bölgedeki etnik Rus
etkisini koruma girişimi olarak nitelendirilebilir.
Bölge nüfusunun ikinci
büyük bölümünü Karaçay, Balkar, Kumık, Tatar, Türk, Nogay ve Azerbaycanlılar
gibi Türk halklarının temsilcileri oluşturmaktadır. Etnik açıdan bölge
nüfusunun üçüncü önemli bölümünü ise Çeçen, İnguş, Kabardey, Adıgey, Çerkes ve
Abhazların da içinde bulunduğu yerel Kafkas halkları grubu teşkil etmektedir.
Dini açıdan bölgenin ağırlık taşıyan dinleri Ortodoks Hıristiyanlığı ve Sünni
İslam'dır. Bölgede özellikle Dağıstan, Çeçenistan ve İnkuşetiya`da nüfus
arasında Sünni İslam'ın Hanefi mezhebinin Nakşibendi ve Kadiri mezhepleri önemli
etkiye sahiptir.
Kuzey Kafkasya’nın
ikinci özelliği, Rusya'nın en zor sosyo-ekonomik şartlarına sahip bölgesi
olmasıdır. Kuzey Kafkasya Rusya'nın en fakir, yatırımın en az yapıldığı,
işsizliğin ülke ortalamasından 2,5 kat yüksek olduğu bölgesidir. [4] Rusya
merkezi bütçesinden her yıl bölgedeki subjelere toplam 4,5-6 milyar dolar
tutarında para aktarılmaktadır. [5] Bölgedeki subjelerden, İnguşetiya`nın
bütçesinin yaklaşık %89`u, Çeçenistan'ın %80`i, Dağıstan'ın % 75`i,
Karaçay-Çerkez’in %60`ı, Kabardin-Balkar`ın %58`i ve Kuzey Osetya-Alaniya`nın %
56`ı merkezi bütçe tarafından finanse edilmektedir. [6]
Üçüncü olarak, Kuzey
Kafkasya Rusya'da devlet memurları yolsuzluğunun en yüksek olduğu ve otoriter
yönetim anlayışının en sert şekilde uygulandığı bölgedir. Dördüncüsü, Kuzey
Kafkasya güvenlik sorununun en yoğun şekilde mevcut olduğu, merkezi - yerel
idari ve güvenlik güçlerine karşı fiili savaşın yapıldığı en sıcak noktadır.
Bölgeden verilen haberlerin büyük bir kısmını terör eylemleri, suikastlar,
insan kaçakçılığı ve Rusya güvenlik birimlerinin bu olaylara karşı mücadele
önlemlerine ilişkin bilgileri teşkil etmektedir. Genellikle, Stavrapol bölgesi
hariç bölgedeki subjelerde toplumda sosyal veya etnik esasa dayanan ciddi
gerilim mevcuttur. Sosyal-ekonomik açıdan az gelişmiş, çok etnikli ve çok dinli
yapıya sahip bu bölgeyi BDT mekanın en istikrarsız bölgelerinden biri saymak
mümkündür. Bu durumun ortaya çıkmasında SSCB'nin dağılması ve Rusya
Federasyonu'nun yeniden şekillenmesi fonunda, bölgedeki özellikle etnik
karakterli subjelerin bağımsızlık elde etme veya statülerini yükseltme
mücadelesine girişmesi önemli bir sebep gibi öne çıkmaktadır. Bu mücadelede
bağımsızlık isteyen grupların, İslam'ı esas ideolojik çerçeve gibi kullanmaları
bölgede dini radikalizmin güçlenmesine neden olmuştur. Kendisini
"Vahabilik" şeklinde gösteren dini radikalizmin özellikle Çeçenistan
ve Dağıstan'da ciddi etkiye sahip olduğu dikkati çekmektedir.
devam edecek
Dr. Nazim Cafersoy
KAFSAM analisti ve ADİU Türk Dünyası İşletme Fakültesi öğretim üyesi
KAFSAM analisti ve ADİU Türk Dünyası İşletme Fakültesi öğretim üyesi
19.01.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder