30 Aralık 2014 Salı

Azerbaycan-Rusya İlişkilerinde Gebele Radar Üssü Faktörü-1



1991 sonrası Azerbaycan ile Rusya ilişkileri hem ikili ilişkiler, hem de bölgesel dengeler bakımından özel önem arz etmiştir.
Kafkasya’nın en büyük ve zengin ülkesi Azerbaycan`ın küresel sistemin tekrar yükselen ve bölgesel emperyal niyetlerini hiç de saklamayan Rusya ile ilişkileri tekrar dikkatleri üzerine çekmiştir. İki ülke arasında ilişkilerin tekrar ilgi odağı olmasının nedeni ise Rusya Savunma Bakanı Anatoliy Serdyukov’un 24-26 Temmuz 2011 tarihlerindeki Azerbaycan ziyaretidir.
Azerbaycan’ı ziyaret edenin Rusya savunma bakanı olması, ziyaretin Rusya`nın BDT coğrafyasında askeri varlığını daha da güçlendirmek için ayrılıkçı Abhaziya ve Güney Osetiya’ya yeni askeri üssler kurmasının ve Ukrayna ile Ermenistan gibi ülkelerle anlaşmalar imzalamasının akabinde gerçekleşmesi, esas müzakere konusunun da Rusya’nın Azerbaycan’daki tek askeri varlığı konumundaki Gebele radar istasyonun süresinin uzatılması olması Serdyukov`un seferine odaklanılmasını sağlamıştır.
Bir kaç bölümden oluşan bu dizi yazıda Azerbaycan-Rusya ilişkilerinin jeopolitiği ve tarihi arka planı da dikkate alınarak, özellikle iki ülke arasında bağımsızlık sonrası ilişkilerin askeri boyutu ve bu ilişkilerde Gebele radar üssünün konumu ve uluslararası dengelere etkisi değerlendirilmeye çalışılacaktır.
İlişkilerin Jeopolitik ve Tarihi Boyutu
Coğrafi bakımdan Kafkasya’da yerleşen ve kuzeyden Rusya ile komşu olan Azerbaycan için Rusya ile ilişkiler ve bunun biçimi özel önem taşımaktadır. Rusya için Azerbaycan’ın önemi, bu ülkenin jeopolitik konumu ve zengin doğal kaynaklarından kaynaklanmaktadır. Azerbaycan’ı Rusya için cazip kılan jeopolitik nedenleri aşağıdaki biçimde sıralamaktadır:
1. Azerbaycan’ı etki alanında tutmak, Rusya’ya kendi etkisini Yakın Doğu’ya ve Ortadoğu’ya yayma; dahası, Azerbaycan’ı stratejik hava kuvvetleri için ileri üs olarak kullanma olanağı vermektedir;
2. Azerbaycan’ın zengin doğal kaynakları, ekonomik açıdan Rusya’nın ilgisini çekmekte ve onu uzak dış pazarlardan stratejik kaynak alma zorunluluğundan kurtarmaktadır;
3. Rusya Azerbaycan’ı etki alanında tutmakla Türk dünyasını parçalamış, Türkiye’nin etkisinin Orta Asya, Kuzey Kafkasya ve Volga nehri havzasına yayılmasını engellemiş olur;
4. Rusya Azerbaycan’ı etki alanında tutmakla Batının Hazar bölgesine nüfuz etmesini engelleme fırsatı elde etmektedir;
5. Rusya, Azerbaycan üzerinde etkinliğinin sağlamakla, İran’ın bu eski Sovyet Cumhuriyeti Müslüman ülkeye etkisini engellemiş oluyor;
6. Rus politik düşüncesine göre, ortak ekonomik ve politik coğrafya oluşturularak Azerbaycan’ın burada yer almasının sağlanması “Rusça konuşan nüfusun güvenliği” için gereklidir.
7. Azerbaycan’ın etkinlik alanında kalması Rusya’ya İran’la doğrudan ilişki kurma fırsatı vermektedir.
Azerbaycan için Rusya’nın önemi, coğrafi açıdan ortak sınıra sahip olmasının, yanı sıra tarihsel geçmişten kaynaklanmaktadır. Bu büyük komşu ülke, tarihsel süreç içinde Azerbaycan’ın kaderini etkileyen en önemli etken olmuştur. Azerbaycan’ın, devlet olarak Rusya ile ilişkilerinin tarihi, 15. yüzyıla Rusya’nın III. İvan döneminde (1462-1505) merkezi devlet oluşumunu tamamlanmasına kadar uzanır. 15. yüzyıl da Sefevi–Rusya düzleminde başlayan ve esasen ticari ilişkiler biçiminde ortaya çıkan bu süreç, Rusya’nın sıcak denizlere çıkma biçiminde formüle edilen dış politika anlayışında Kafkasya’yı, bu bağlamda Azerbaycan’ı, önemli duruma getirmiştir. Hazar kıyılarına inmeyi amaçlayan I. Petro’nun Prut seferinde (1711) Osmanlı tarafından yenilgiye uğratılması bile, Rusya’nın Hazar bölgesine ilgisi azaltmamıştır. I. Petro’nun Hazar’a inme girişimleri 1723 Petersburg ve 1724 İstanbul Anlaşmaları ile Derbent, Bakü, Salyan ve Lenkeran gibi bölgelerin Rusya’ya verilmesi ile sürmüştür.
Devam edecek...


Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Analisti (QAFSAM-www.qafsam.org)
03.08.2011 16:37 Yerel saatı | 13:37 Dünya saatı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder