1991 sonrası Azerbaycan ile Rusya ilişkileri hem ikili ilişkiler, hem de
bölgesel dengeler bakımından özel önem arz etmiştir.
Kafkasya’nın en büyük ve
zengin ülkesi Azerbaycan`ın küresel sistemin tekrar yükselen ve bölgesel
emperyal niyetlerini hiç de saklamayan Rusya ile ilişkileri tekrar dikkatleri
üzerine çekmiştir. İki ülke arasında ilişkilerin tekrar ilgi odağı olmasının
nedeni ise Rusya Savunma Bakanı Anatoliy Serdyukov’un 24-26 Temmuz 2011
tarihlerindeki Azerbaycan ziyaretidir.
Azerbaycan’ı ziyaret
edenin Rusya savunma bakanı olması, ziyaretin Rusya`nın BDT coğrafyasında
askeri varlığını daha da güçlendirmek için ayrılıkçı Abhaziya ve Güney
Osetiya’ya yeni askeri üssler kurmasının ve Ukrayna ile Ermenistan gibi
ülkelerle anlaşmalar imzalamasının akabinde gerçekleşmesi, esas müzakere
konusunun da Rusya’nın Azerbaycan’daki tek askeri varlığı konumundaki Gebele
radar istasyonun süresinin uzatılması olması Serdyukov`un seferine
odaklanılmasını sağlamıştır.
Bir kaç bölümden oluşan
bu dizi yazıda Azerbaycan-Rusya ilişkilerinin jeopolitiği ve tarihi arka planı
da dikkate alınarak, özellikle iki ülke arasında bağımsızlık sonrası
ilişkilerin askeri boyutu ve bu ilişkilerde Gebele radar üssünün konumu ve
uluslararası dengelere etkisi değerlendirilmeye çalışılacaktır.
İlişkilerin Jeopolitik ve
Tarihi Boyutu
Coğrafi bakımdan
Kafkasya’da yerleşen ve kuzeyden Rusya ile komşu olan Azerbaycan için Rusya ile
ilişkiler ve bunun biçimi özel önem taşımaktadır. Rusya için Azerbaycan’ın
önemi, bu ülkenin jeopolitik konumu ve zengin doğal kaynaklarından kaynaklanmaktadır.
Azerbaycan’ı Rusya için cazip kılan jeopolitik nedenleri aşağıdaki biçimde
sıralamaktadır:
1. Azerbaycan’ı etki
alanında tutmak, Rusya’ya kendi etkisini Yakın Doğu’ya ve Ortadoğu’ya yayma;
dahası, Azerbaycan’ı stratejik hava kuvvetleri için ileri üs olarak kullanma
olanağı vermektedir;
2. Azerbaycan’ın zengin
doğal kaynakları, ekonomik açıdan Rusya’nın ilgisini çekmekte ve onu uzak dış
pazarlardan stratejik kaynak alma zorunluluğundan kurtarmaktadır;
3. Rusya Azerbaycan’ı
etki alanında tutmakla Türk dünyasını parçalamış, Türkiye’nin etkisinin Orta
Asya, Kuzey Kafkasya ve Volga nehri havzasına yayılmasını engellemiş olur;
4. Rusya Azerbaycan’ı
etki alanında tutmakla Batının Hazar bölgesine nüfuz etmesini engelleme fırsatı
elde etmektedir;
5. Rusya, Azerbaycan
üzerinde etkinliğinin sağlamakla, İran’ın bu eski Sovyet Cumhuriyeti Müslüman
ülkeye etkisini engellemiş oluyor;
6. Rus politik
düşüncesine göre, ortak ekonomik ve politik coğrafya oluşturularak
Azerbaycan’ın burada yer almasının sağlanması “Rusça konuşan nüfusun güvenliği”
için gereklidir.
7. Azerbaycan’ın
etkinlik alanında kalması Rusya’ya İran’la doğrudan ilişki kurma fırsatı
vermektedir.
Azerbaycan için
Rusya’nın önemi, coğrafi açıdan ortak sınıra sahip olmasının, yanı sıra
tarihsel geçmişten kaynaklanmaktadır. Bu büyük komşu ülke, tarihsel süreç
içinde Azerbaycan’ın kaderini etkileyen en önemli etken olmuştur.
Azerbaycan’ın, devlet olarak Rusya ile ilişkilerinin tarihi, 15. yüzyıla
Rusya’nın III. İvan döneminde (1462-1505) merkezi devlet oluşumunu
tamamlanmasına kadar uzanır. 15. yüzyıl da Sefevi–Rusya düzleminde başlayan ve
esasen ticari ilişkiler biçiminde ortaya çıkan bu süreç, Rusya’nın sıcak
denizlere çıkma biçiminde formüle edilen dış politika anlayışında Kafkasya’yı,
bu bağlamda Azerbaycan’ı, önemli duruma getirmiştir. Hazar kıyılarına inmeyi
amaçlayan I. Petro’nun Prut seferinde (1711) Osmanlı tarafından yenilgiye
uğratılması bile, Rusya’nın Hazar bölgesine ilgisi azaltmamıştır. I. Petro’nun
Hazar’a inme girişimleri 1723 Petersburg ve 1724 İstanbul Anlaşmaları ile
Derbent, Bakü, Salyan ve Lenkeran gibi bölgelerin Rusya’ya verilmesi ile
sürmüştür.
Devam edecek...
03.08.2011 16:37 Yerel saatı | 13:37 Dünya saatı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder