29 Aralık 2014 Pazartesi

Rusya’nın “Füze Kalkanı Resti” Ne Anlama Geliyor?




Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev 23 Kasım`da yaptığı televizyon konuşmasında ABD ve NATO`nun Avrupa`da oluşturmak istediği füze savunma sistemine karşı sert mesajlar verdi.
Dünya ve Türk basınında “Rusya`nın resti” gibi yayımlanan açıklamalarda Rus devlet başkanı Rusya ile Batı arasındaki müzakerelerden sonuç alınmaması sebebiyle bazı cevap adımları atacaklarını ilan etti. Medvedev bu cevapları dört kalemde sıraladı: Öncelikle Rusya acil olarak Kaliningrad kentinin füze saldırısından savunulması için erken uyarı sistemi kuracak. İkincisi, Rusya strateji nükleer silah üslerinin savunmasını güçlendirilecek. Üçüncü olarak, Rus hava savunma ve deniz kuvvetleri yeni füze savunma sistemleri ile donatılacak. Son olarak ise, Rus ordusu rakip füze savunma sistemlerinin bilgi-iletişim ve idare etme sistemlerini sekteye uğratacak önlemler geliştirecek.
Medvedev bu önlemlerin yeterli olmaması halinde ülkenin batı ve güneyinde ABD`nin füze savunma sistemini hedef alan saldırı silahları yerleştirileceğini de belirtmiştir. Rus lider ek önlemlere örnek gibi Kaliningrad`a “İskender” füzeleri yerleştirilebileceğini göstermiştir. Ayrıca, Medvedev`in konuşmasında Rusya`nın stratejik silahların sınırlandırılmasını öngören “START” anlaşmasını terk etme hakkını saklı tuttuğuna da yer vermiştir.

Ayrıca, Rusya devlet başkanı konuşmasında ABD ve NATO ile işbirliği ve diyaloga hazır olduklarını, ancak bu konudaki tutumlarını reel gelişmeler göre şekillendireceklerini belirtmiştir. Medvedev tarafların anlaşabilmesi için bir birinin ulusal çıkarlarını dikkate alması halinde uzlaşmanın başarılacağına dikkati çekmiştir.

Rusya`nın füze savunma sistemine ilişkin adımlarının Medvedev`i açıklamaları ile sınır kalmayacağı anlaşılıyor. Nitekim Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndan adı açıklanmayan üst düzey bir Rus diplomat “İnterfaks” haber ajansına yaptığı açıklamada, Moskova'nın "İskender" taktik füzelerini Beyaz Rusya ve Rusya'nın Krasnador bölgesine yerleştirebileceğini belirtiyor. Bunun dışında Rusya öncülüğünde eski Sovyet ülkelerinin oluşturduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) Genel Sekreteri Nikolay Bordyuja örgüte üye ülkelerin ortak hava savunma sistemini oluşturacaklarını ilan etmiştir. Bordyuja, “Gebele RLS Rusya’nın Füze Savunma Sisteminin bir parçası olabileceğini” belirterek füze kalkanı tartışmasına yeni bir boyut getiriyor.
Medvedev`in bu açıklamaları yapması iki önemli sebeple izah edilebilir. Öncelikle, bunun ilk nedeni füze savunma sistemi meselesinin Rusya-Batı ilişkileri içindeki önemi ve yapılan müzakerelerin geldiği noktadır. Avrupa`da füze savunma sistemi oluşturma meselesi artık uzun sayılabilecek bir sureden beridir Rusya-Batı ilişkilerinde önemli sorunlardan biri olmağa devam etmektedir. Konu oğul Bush yönetimi tarafından gündem getirilmiştir. Bush yönetimi bu adımını Avrupa`yı İran, Kuzey Kore ve Suriye`nin olası füze saldırılarından savunma amaçlı olduğunu belirtse de, Rusya bu plana sert biçimde karşı çıkmıştır.
İki ülke arasında gerginlik yaratıcı önemli sorunlardan biri olan füze savunma sistemi meselesi Obama yönetiminin Rusya ise ilişkilerini yeniden iyileştirme politikası ile yeniden değerlendirilmiştir. Başkan Obama bu konuda Rusya ile işbirliğini gündemine almış ve sorun bu çerçevede Kasım 2010’dan itibaren Rusya-NATO görüşmelerinin esas işbirliği konularından birine dönüşmüştür. Hatta bu çerçevede, Rusya füze savunma sistemi konusunda sektör anlayışı önerisini gündeme getirmiştir. Ancak NATO Rusya`nın bu önerisini kabul etmemiştir.
Taraflar arasında halen davam eden müzakerelerde Moskova öncelikle Batı`nın kurmağı öngördüğü füze savunma sisteminde yer almağı istemekte, bu olmazsa ABD ve NATO`dan kurulacak sistemin Rusya aleyhine olmayacağına dair yazılı garanti istemektedir. Ancak özellikle ABD yazılı garanti vermek istememesi ve sözlü taahhüdün yeterli olacağına dair beyanları ise Rusya tarafından yeterli bulunmuyor. NATO`nun Türkiye füze sistemi yerleştirme kararlaştırması ve ABD yönetimin Doğu Avrupa`ya bu füze savunmasına ilişkin üsler yerleştirme kararından vazgeçmediğini belirtmesi Moskova`nın rahatsızlığını güçlendiriyor.
Dahası son olarak, Medvedev`le Obama arasında 13 Kasım'da Honolulu'da gerçekleşen APEC zirvesinde konuyla ilgili müzakerelerin sonuçsuz kalması ve müzakerelere daha gülcü pozisyon alma isteği Rusya yönetimini cevap adımları atmaya itiyor.
Medvedev`in 23 Kasım`daki sert mesajları bu yaklaşımın sonucu hesap edilebilir. Medvedev`in füze kalkanı konusundaki sert açıklamaların gündem gelmesinin ikinci nedeni gibi Rusya`da 4 Aralık`ta yapılacak Duma seçimleri öne çıkmaktadır. Şöyle ki, seçimlerin galibi olacağı bildirilen iktidar partisi Birleşik Rusya'ya halkın desteği son bir ay içinde yüzde 60'dan yüzde 40'Lara kadar gerilemiş durumda.
Keza bu durum Medvedev ve Putin`i endişelendiriyor. Nitekim Rusya yönetimi halk arasındaki güven kaybını geri kazanmak için adımlar atıyor. Bu çerçevede Kasım ayı başında Medvedev Rus ordusunun maaşlarını artırdığını ilan eden kararname imzaladı. Putin ise 24 Kasımda Duma`da grubu bulunan siyasi partilerle görüşmesinde muhalefete seslenerek sabırlı hareket edilmesi ve "geminin deldirilmemesi" çağrısı yaptı.
Rusya Başbakanı 4 Aralık'ta yapılacak parlamento seçimlerinde Birleşik Rusya partisinin başarısız olması durumunda Rusya'nın da, kriz içindeki ABD ya da Avrupa Birliği ülkelerinin durumuna düşülebileceği uyarısı yaptı.
Bu endişeler bağlamında Medvedev`in füze kalkanı konusundaki açıklamaları ise iç politikadaki gerilemeni dışarıya yönelik sert mesajlarla Rus halkının milliyetçi duygularına oynamak olarak değerlendirilebilinir.

Füze kalkanına ilişkin Moskova`nın sert tutumundan ve Rus halkının milliyetçi duygularına oynanılmasından Türkiye`nin de nasibini aldığı ve Ankara`nın da Rus siyasilerin hedef tahtasında yer almağa başladığı da görülüyor. NATO`nun Türkiye`ye savunma kalkanı kurma kararını daha önce şaşırtıcı biçimde sessizlik içinde karşılayan Rusya`da artık Ankara aleyhine demeçler gündeme gelmektedir.
Bu demeçlerin arka planında ise Batı ile füze müzakerelerinden Moskova`nın sonuç alamamasının ve iç politik endişelerin yanı sıra, Suriye konusunda ayrışmanın özel yeri var. Rusya Devlet Başkanı Medvedev füze kalkanı parçalarının Moskova’nın hedefi olabileceği uyarısı yaparak Türkiye`yi dolaylı olarak tehdit ederken, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye muhalif gruplarına Türkiye üzerinden kaçak silah ulaştırıldığı iddiasını ireli sürüyor.
Rus muhalefet parti liderlerinin doğrudan Türkiye’yi hedef alan sert eleştirileri de gözden kaçmıyor. Ana muhalefet Komünist Parti lideri Gennadiy Zyuganov “Ankara’nın imparatorluk hayallerinin yeniden canlandığını ve Arap ülkelerini boyunduruğu altına almak istediğini” iddia ederken, aşırı sağcı Liberal Demokrat Parti lideri Vladimir Jrinovskiy, Türkiye’nin yarısının yıkılmasını sağlayabilecek füzelerin Krasnador kentine yerleştirilmesini öneriyor.
Özetle, Medvedev`in füze kalkanına ilişkin açıklamaları hem Batı ile müzakerelerde daha gülcü pozisyon alma, hem de parlamento seçim öncesi halk desteğini güçlendirmeği amaçlıyor.
Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı (QAFSAM-www.qafsam.org)
25.11.2011 19:30 Yerel saatı | 16:30 Dünya saatı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder