30 Aralık 2014 Salı

Berdimuhamedov'un Rusya Ziyareti




Geçtiğimiz haftanın bölgesel çerçevedeki en önemli olaylarından birisi Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov’un Rusya ziyareti oldu.
23 Aralık 2011’de gerçekleştirilen ziyarette Berdimuhamedov Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ve Başbakan Vladimir Putin ile bir araya geldi. Görüşmelerde Türkmenistan ile Rusya arasındaki ilişkiler çeşitli boyutuyla ele alındı ve ilişkilerde güven tazelendiği izlenimi verildi.
Aslında Türkmenistan-Rusya ilişkileri çizgisi devamlılık arzetmeyen bir ilişki türü olmuştur. SSCB’nin dağılmasından sonraki ilk dönem, ilişkilerin olumlu aşaması olarak dikkat çekmiştir. Türkmenistan bir süre Rusya ile her alanda ilişkilerde istikrarı korumaya ve BDT çerçevesinde sorunsuz ortak olmaya özen göstermiştir. İki ülke arasında ilk önemli anlaşma 31 Temmuz 1992 tarihinde imzalanmış olan dostluk ve işbirliği antlaşması olmuştur. 25 Aralık 1993’te, BDT Aşkabat Zirve Toplantısı’nda eski Sovyet Cumhuriyetleri’nde yaşayan Ruslara çifte vatandaşlık hakkının tanınması konusunda Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in ortaya attığı öneriyi Türkmenistan dışındaki tüm ülkeler reddetmiştir. Bu da ikili ilişkiler açısından olumlu nokta olarak dikkat çekmiştir.
Tarafsızlık statüsünü almasını takiben Rusya’dan uzaklaşma ve Türkmenistan eski Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov’a darbe (sui-kast) iddiaları çerçevesinde Rusya ile gerginlikler de yaşanmışsa da Rusya’nın hassas olduğu ABD ile ilişkiler konusunda Türkmenistan’ın ihtiyatlı tutumu ikili ilişkilere olumlu katkı yapmıştır. Örneğin, Türkmenistan, 11 Eylül sonrasında ABD’nin Afganistan operasyonu çerçevesinde bu ülkeye belirli kolaylıklar sağlasa da, askeri yardımları reddetmiş ve ülkesini ABD üslerine de açmamıştır. Ocak 2003’te Rusya ile ikili güvenlik ve işbirliği antlaşması imzalanmış, özellikle karşılıklı istihbarat yardımı ve istihbarat örgütünün yapılanmasında Rusya’nın destek vermesi kararlaştırılmıştır. Bunu Nisan 2003’te iki önemli antlaşma daha izlemiştir. Önce Türkmenistan’da yaşayan etnik Ruslara çifte vatandaşlık hakkı veren 1993 tarihli antlaşma, karşılıklı olarak iptal edilmiştir.
Rusya-Türkmenistan ilişkilerinin kuşkusuz en önemli boyutunu enerji oluşturmaktadır. Türkmenistan da ağımsızlığına kavuşmuş Hazar’a kıyıdaş diğer ülkeler gibi enerji kaynaklarını üretme ve uluslararası piyasalara mümkün kadar çok güzergah üzerinden ulaştırma konusunda politikalar geliştirmiş, bu süreçte Rusya’nın farklı talepleri ile karşı-karşıya kalmıştır. Bu ülkenin özellikle doğalgaz konusunda Rusya’nın mevcut ve potansiyel pazarları açısından yeni arz kaynağı teşkil etmesi Rusya’yı Türkmenistan üzerine farklı politikalar geliştirmeye itmiştir. Rusya Türkmenistan’ın SSCB döneminden kalan hatları kullanma isteğini engellemeye çalışmış, Türkmenistan ise İran ile 1997 yılında imzalanan antlaşma ile Türkmen gazı Rus hatları dışında dünya pazarına çıkışını sağlamıştır. Ayrıca 11 Eylül olayları öncesinde Afganistan-Pakistan doğalgaz boru hattı projesi için Taliban ile yakın ekonomik ilişkiler kurmuştur. Daha sonra ise Türkmenistan-Çin doğalgaz boru hattı projesi Türkmenistan için önemli bir alternatif teşkil etmiştir.
2003 yılında Rusya ile Türkmenistan arasında iki ülke arasında 2028 yılına kadar geçerli olacak bir doğal gaz satış antlaşması imzalanarak, Rusya’nın Türkmen doğalgazı üzerindeki kontrolü güçlendirilmiştir. Bu satıştan Türkmenistan’ın 200 milyar dolar elde edecekken Rusya’nın 300 milyar dolar kazanç sağlayacak olması tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Doğalgaz konusunda daha sonraki dönemlerde de gerginlikler ve uzlaşmalar birbirini izlemiştir. 2009’da Türkmenistan-Rusya doğalgaz boru hattının patlaması ve gaz sevkiyatının durması üzerine Türkmenistan Rusya’yı “doğalgaz savaşı” başlatmakla suçlamıştı. Türkmenistan açısından elde edilen en önemli kazanımlardan birisi Ukrayna’ya Rusya üzerinden doğalgaz satılmasına Rusya’nın rıza göstermesi olmuştur.
İki ülke Hazarın statüsü konusunda da sorunudur. Son dönemlerde Trans Hazar boru hattı çerçevesinde iki ülke yetkililerinin karşılıklı sert suçlamaları gündeme gelmiştir. Türkmenistan’ın, Rusya’nın pek hoşnut olmadığı NABUCCO’ya ilişkin sıcak tutumu, AB yetkilileriyle sık temasları ve Trans Hazar boru hattıyla Azerbaycan üzerinden Avrupa’ya doğalgaz nakletme çabası Rusya tarafından tepkiyle karşılanmaktadır. Ama üst düzey yetkililerinin açıklamalarına bakılırsa Türkmenistan şimdilik bu tepkilere aldırmamış görünüyor. Özellikle, geçtiğimiz Ekim ayında Medvedev ve Putin’in sert açıklamalarına Türkmenistan Dışişleri Bakanlığı’nın hemen hemen aynı düzeyde karşılık vermesiydi dikkat çekiciydi.
Berdimuhamedov’un Medvedev ile en son 3 Ekim 2011 tarihinde Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de bir araya geldiğini ve geçtiğimiz günlerde Moskova’da gerçekleştirilen BDT Devlet Başkanları Gayri Resmi Toplantısına katılmamış olmasını da hatırlatmış olalım. Bu çerçevede Berdimuhamedov’un ziyaretinin sonuçları merakla beklenmekteydi.
Berdimuhamedov Rusya’da önce Başbakan Vladimir Putin ile bir araya geldi. Putin, ticaret, ekonomi ve enerji sektöründe de dahil olmak üzere Rusya ve Türkmenistan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İki ülke arasındaki ticaret hacminin geçen sene yüzde 33 oranında artığını ifade eden Putin, “Biz çok olumlu işler gerçekleştiriyoruz ve potansiyelimiz çok fazla” şeklinde ifadeler kullandı. Berdimuhamedov ise iki ülke ilişkilerinde gelinen seviyeden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ikili münasebetlerin eşitlik, karşılıklı çıkara dayalı ve güven ortamında devam ettiğini söyledi.
Berdimuhamedov, daha sonra Medvedev ile bir araya geldi. Medvedev, Türkmen mevkidaşını ülkesinden ağırlamaktan sonra derece mutluluk verici olduğunu belirterek, bu ziyaretin iki ülke arasındaki diyaloğun daha da arttırılması açısından önemli olduğunu söyledi. Türkmen lider Berdimuhamedov, Rusya'nın ülkesinin en önemli stratejik ortağı olduğunu belirtti. Liderler 2012 yılında her iki ülkede devlet başkanlığı seçimi yapılacağını hatırlatarak birbirleribe başarılar dilediler.
Tüm bu gelişmeler çerçevesinde Berdimuhamedov’un son ziyaretini daha çok ilişkilerin devam ettiğini gösteren ve özellikle Türkmenistan açısından seçim yılının risklerini asgariye indirme amacı taşıyan bir ziyaret olarak nitelendirmek mümkündür.

Dr. Nazim CAFERSOY
Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM-www.qafsam.org) Analisti


26.12.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder