Geçtiğimiz haftanın bölgesel
çerçevedeki en önemli olaylarından birisi Türkmenistan Devlet Başkanı
Gurbanguli Berdimuhamedov’un Rusya ziyareti oldu.
23 Aralık 2011’de gerçekleştirilen
ziyarette Berdimuhamedov Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ve Başbakan
Vladimir Putin ile bir araya geldi. Görüşmelerde Türkmenistan ile Rusya
arasındaki ilişkiler çeşitli boyutuyla ele alındı ve ilişkilerde güven
tazelendiği izlenimi verildi.
Aslında Türkmenistan-Rusya ilişkileri
çizgisi devamlılık arzetmeyen bir ilişki türü olmuştur. SSCB’nin dağılmasından
sonraki ilk dönem, ilişkilerin olumlu aşaması olarak dikkat çekmiştir.
Türkmenistan bir süre Rusya ile her alanda ilişkilerde istikrarı korumaya ve
BDT çerçevesinde sorunsuz ortak olmaya özen göstermiştir. İki ülke arasında ilk
önemli anlaşma 31 Temmuz 1992 tarihinde imzalanmış olan dostluk ve işbirliği
antlaşması olmuştur. 25 Aralık 1993’te, BDT Aşkabat Zirve Toplantısı’nda eski
Sovyet Cumhuriyetleri’nde yaşayan Ruslara çifte vatandaşlık hakkının tanınması
konusunda Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in ortaya attığı öneriyi
Türkmenistan dışındaki tüm ülkeler reddetmiştir. Bu da ikili ilişkiler
açısından olumlu nokta olarak dikkat çekmiştir.
Tarafsızlık statüsünü almasını takiben
Rusya’dan uzaklaşma ve Türkmenistan eski Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov’a
darbe (sui-kast) iddiaları çerçevesinde Rusya ile gerginlikler de yaşanmışsa da
Rusya’nın hassas olduğu ABD ile ilişkiler konusunda Türkmenistan’ın ihtiyatlı
tutumu ikili ilişkilere olumlu katkı yapmıştır. Örneğin, Türkmenistan, 11 Eylül
sonrasında ABD’nin Afganistan operasyonu çerçevesinde bu ülkeye belirli
kolaylıklar sağlasa da, askeri yardımları reddetmiş ve ülkesini ABD üslerine de
açmamıştır. Ocak 2003’te Rusya ile ikili güvenlik ve işbirliği antlaşması
imzalanmış, özellikle karşılıklı istihbarat yardımı ve istihbarat örgütünün
yapılanmasında Rusya’nın destek vermesi kararlaştırılmıştır. Bunu Nisan 2003’te
iki önemli antlaşma daha izlemiştir. Önce Türkmenistan’da yaşayan etnik Ruslara
çifte vatandaşlık hakkı veren 1993 tarihli antlaşma, karşılıklı olarak iptal
edilmiştir.
Rusya-Türkmenistan ilişkilerinin
kuşkusuz en önemli boyutunu enerji oluşturmaktadır. Türkmenistan da
ağımsızlığına kavuşmuş Hazar’a kıyıdaş diğer ülkeler gibi enerji kaynaklarını
üretme ve uluslararası piyasalara mümkün kadar çok güzergah üzerinden ulaştırma
konusunda politikalar geliştirmiş, bu süreçte Rusya’nın farklı talepleri ile
karşı-karşıya kalmıştır. Bu ülkenin özellikle doğalgaz konusunda Rusya’nın
mevcut ve potansiyel pazarları açısından yeni arz kaynağı teşkil etmesi
Rusya’yı Türkmenistan üzerine farklı politikalar geliştirmeye itmiştir. Rusya
Türkmenistan’ın SSCB döneminden kalan hatları kullanma isteğini engellemeye
çalışmış, Türkmenistan ise İran ile 1997 yılında imzalanan antlaşma ile Türkmen
gazı Rus hatları dışında dünya pazarına çıkışını sağlamıştır. Ayrıca 11 Eylül
olayları öncesinde Afganistan-Pakistan doğalgaz boru hattı projesi için Taliban
ile yakın ekonomik ilişkiler kurmuştur. Daha sonra ise Türkmenistan-Çin
doğalgaz boru hattı projesi Türkmenistan için önemli bir alternatif teşkil
etmiştir.
2003 yılında Rusya ile Türkmenistan
arasında iki ülke arasında 2028 yılına kadar geçerli olacak bir doğal gaz satış
antlaşması imzalanarak, Rusya’nın Türkmen doğalgazı üzerindeki kontrolü
güçlendirilmiştir. Bu satıştan Türkmenistan’ın 200 milyar dolar elde edecekken
Rusya’nın 300 milyar dolar kazanç sağlayacak olması tartışmaları da beraberinde
getirmiştir. Doğalgaz konusunda daha sonraki dönemlerde de gerginlikler ve
uzlaşmalar birbirini izlemiştir. 2009’da Türkmenistan-Rusya doğalgaz boru
hattının patlaması ve gaz sevkiyatının durması üzerine Türkmenistan Rusya’yı
“doğalgaz savaşı” başlatmakla suçlamıştı. Türkmenistan açısından elde edilen en
önemli kazanımlardan birisi Ukrayna’ya Rusya üzerinden doğalgaz satılmasına
Rusya’nın rıza göstermesi olmuştur.
İki ülke Hazarın statüsü konusunda
da sorunudur. Son dönemlerde Trans Hazar boru hattı çerçevesinde iki ülke
yetkililerinin karşılıklı sert suçlamaları gündeme gelmiştir. Türkmenistan’ın,
Rusya’nın pek hoşnut olmadığı NABUCCO’ya ilişkin sıcak tutumu, AB
yetkilileriyle sık temasları ve Trans Hazar boru hattıyla Azerbaycan üzerinden
Avrupa’ya doğalgaz nakletme çabası Rusya tarafından tepkiyle karşılanmaktadır.
Ama üst düzey yetkililerinin açıklamalarına bakılırsa Türkmenistan şimdilik bu
tepkilere aldırmamış görünüyor. Özellikle, geçtiğimiz Ekim ayında Medvedev ve
Putin’in sert açıklamalarına Türkmenistan Dışişleri Bakanlığı’nın hemen hemen
aynı düzeyde karşılık vermesiydi dikkat çekiciydi.
Berdimuhamedov’un Medvedev ile en
son 3 Ekim 2011 tarihinde Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de bir araya geldiğini
ve geçtiğimiz günlerde Moskova’da gerçekleştirilen BDT Devlet Başkanları Gayri
Resmi Toplantısına katılmamış olmasını da hatırlatmış olalım. Bu çerçevede
Berdimuhamedov’un ziyaretinin sonuçları merakla beklenmekteydi.
Berdimuhamedov Rusya’da önce
Başbakan Vladimir Putin ile bir araya geldi. Putin, ticaret, ekonomi ve enerji
sektöründe de dahil olmak üzere Rusya ve Türkmenistan arasındaki ilişkilerin
geliştirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İki ülke arasındaki
ticaret hacminin geçen sene yüzde 33 oranında artığını ifade eden Putin, “Biz
çok olumlu işler gerçekleştiriyoruz ve potansiyelimiz çok fazla” şeklinde
ifadeler kullandı. Berdimuhamedov ise iki ülke ilişkilerinde gelinen seviyeden
duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ikili münasebetlerin eşitlik, karşılıklı
çıkara dayalı ve güven ortamında devam ettiğini söyledi.
Berdimuhamedov, daha sonra Medvedev
ile bir araya geldi. Medvedev, Türkmen mevkidaşını ülkesinden ağırlamaktan
sonra derece mutluluk verici olduğunu belirterek, bu ziyaretin iki ülke
arasındaki diyaloğun daha da arttırılması açısından önemli olduğunu söyledi.
Türkmen lider Berdimuhamedov, Rusya'nın ülkesinin en önemli stratejik ortağı
olduğunu belirtti. Liderler 2012 yılında her iki ülkede devlet başkanlığı
seçimi yapılacağını hatırlatarak birbirleribe başarılar dilediler.
Tüm bu gelişmeler çerçevesinde
Berdimuhamedov’un son ziyaretini daha çok ilişkilerin devam ettiğini gösteren
ve özellikle Türkmenistan açısından seçim yılının risklerini asgariye indirme
amacı taşıyan bir ziyaret olarak nitelendirmek mümkündür.
Dr. Nazim CAFERSOY
Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi
(QAFSAM-www.qafsam.org) Analisti
26.12.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder