30 Aralık 2014 Salı

Kazakistan’dan Ermenistan’a “Karabağ” koşulu




Rusya’nın BDT coğrafyasında hız kazanan entegrasyon girişimleri son bir kaç yıldır esasen Avrasya Ekonomik Birliği’ne (AEB) ve onun alt aşamalarını oluşturan “Gümrük Birliği” ve “Ortak Ekonomik Bölge” gibi projelere odaklanmış durumda. Mevcut koşullarda bu projelerin iki ana boyut üzerinden yürütülmeye çalışıldığı gözlemleniyor.
Bu boyutlardan birincisi, Rusya, Kazakistan ve Beyaz Rusya’nın oluşturduğu ve yaklaşık 2 yıldır uygulamaya konulan Gümrük Birliğin’de gerekli hukuksal ve kurumsal süreçleri tamamlamak için hızlı adımların atılmasıdır. İkinci olarak ise adı gecen süreçlere yeni üyelerin dahil edilmesidir.
Nitekim, 24 Aralık’ta Moskova’da AEB’nin ana karar mercii Avrasya Yüksek Ekonomi Konseyi’nin toplantısında bahsi edilen her iki boyutta da önemli kararlar alınmıştır. Öncelikle, Rusya, Kazakistan ve Beyaz Rusya devlet başkanlarının katıldığı zirve toplantısında birliğin gelişmesini temin edecek diğer kurucu evrakların 2014 yılı Martına kadar hazırlanması kararlaştırılmıştır. 
Zirvenin ikinci önemli konusunu ise sürece yeni üyelerin kabulü oluşturmuştur. Bu kapsamda toplantıda Ermenistan’ın “Gümrük Birliği” ve “Ortak Ekonomik Bölge”ye katılımı için bir yol haritası imzalanmıştır. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Kırgızistan’la da benzer bir anlaşmanın neredeyse hazır olduğunu beyan etmiştir. 
Zaten Ermenistan’ın bu kurumlara üyeliği sürecinin başlaması sürpriz sayılmaz. Keza, Ermenistan yönetiminin Rusya ile geliştirdiği ve hatta kendisinin bağımsız devlet olduğunu sorgulatan işbirliğinin boyutları böyle bir üyelik sürecinin parçası olmasını sağlayan en önemli neden sayılabilir. Yine Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan ile kötü ilişkileri herkesin malumu. Komşu İran kendi sıkıntılarıyla baş başa. Bunlara ek olarak, Gürcistan da giderek Rus etkisinin daha fazla hissedildiği bir ülkeye dönüşüyor. 
Erivan yönetiminin devreye AB’yi sokarak bir ortaklık anlaşması imzalama isteği ise Rusya’nın sert tepkisi ile karşılaşmıştır. Zaten bu son olayın daha çok Ermenistan’ın Gümrük Birliği’ne üyelik sürecini hızlandırıcı bir etki doğurduğunu söylemek yanlış olmaz. 
Ancak hızlı yürütülen bu sürecin o kadar da sorunsuz yürümeyeceği gözlemleniyor. Nitekim Moskova toplantısı özellikle Kazakistan lideri Nursultan Nazarbayev’in iki noktadan itirazları ile öne çıkmıştır. Öncelikle, Nazarbayev “Gümrük Birliği” ve “Ortak Ekonomik Bölge” projelerinin SSCB’nin yeniden inşası süreci gibi tanımlanması ve politize edilmesine karşı çıkmıştır. SSCB’nin geçmişte kaldığını belirten Kazak lider bahsi gecen süreçleri bir ekonomik olay gibi değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. 
Nazarbayev’in ikinci itiraz noktası, Karabağ meselesi üzerinden gündeme gelmiştir. Şöyle ki, Kazak devlet başkanı Ermenistan’la yol haritasının “Karabağ şerhi” düşerek koşullu imzalayacağını beyan etmiştir.
Nazarbayev Karabağ sorunu nedeniyle Gümrük Birliği’nin Ermenistan’dan geçecek sınırıyla ilgili konunun belirsizliğini koruduğunu ve uzmanların bu konuda bir çözüm bulmasını ümit ettiğini bildirmiştir. 
Ermenistan’ın Gümrük Birliği üyeliği sürecinde Astana yönetiminin daha önce bu konuda her hangi bir işaret vermemesi göz önüne alındığında Kazakistan’ın “Karabağ şerhi” beyanı sürpriz addedilebilir. Ancak son 22 yılda Kazak yönetiminin Karabağ konusunda işi arabuluculuk yapmaya kadar götüren bir hassasiyeti olduğu bilinmektedir. Keza Kazakistan Karabağ konusunda sürekli Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü gerçek anlamda destekleyen bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Astana’nın bu tutumunun oluşumunda Azerbaycan’ın haklı tutumunun yanı sıra, iki ülke arasında tarihi bağların ve son dönemlerde özellikle ikili ve bölgesel çapta geliştirilen çok boyutlu ilişkilerin önemli etkisi var. 
Esasında Karabağ konusu BDT mekanındaki entegrasyon projelerinde Ermenistan’ın başını daha çok ağrıtacağa benziyor. Keza, son Moskova zirvesinde basına yansıyacak biçimde gündeme gelmese de, Beyaz Rusya’nın lideri Aleksandr Lukaşenkon’un da bu konuda rezervleri var. Hatırlanacağı üzere, Lukaşenko kısa bir süre önce Erivan’ın Karabağ konusundaki tutumunun Ermenistan’ın Gümrük Birliği ve benzeri entegrasyon projeleri bağlamında sorun teşkil edeceğine dair açıklamalarda bulunmuştu. 
Zaten Nazarbayev ve Lukaşenko’nun olası bir Karabağ savaşında Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün Ermenistan lehine sürece müdahil olmasına mani olacağı tezi ise uzun süreden beri yazılıp çizilen bir husus. 
Keza Türk dünyasına özel önem verdiğini her fırsatta beyan eden Almazbek Atambayev yönetimindeki Kırgızistan’ın da hem Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü, hem de üyeliği halinde Gümrük Birliği içerisinde Ermenistan’ın işini kolaylaştırmayacağı tahmin edilebilinir. 
Bu genel manzara karşısında “ummadığı Karabağ taşının Moskova’nın kafasını yarabileceğini”, çok önem verdiği Avrasya Birliği’ni gerçekleştirme sürecinde üyeler arasına “kara kedi” sokmaya başladığını Rusya’nın da görmesinde fayda var. 
Dr. Nazim Cafersoy
26.12.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder