30 Aralık 2014 Salı

Rus-Türk strateji belgesi ve Karabağ meselesi



Rus-Türk ilişkilerinde Karabağ konusuna duyarlılığın artmasında ikili ilişkilerin derinleşmesinin, Rusya`nın Gürcistan`a müdahalesinin, Rusya ve Türkiye`nin Azerbaycan`ın büyük enerji oyunundaki kilit rolünün farkında olmasının ve Türk–Ermeni protokollerinin özel yeri olduğu genel olarak bilinmektedir. Bu kapsamda her iki ülke yetkililerinin görüşlerinde Karabağ konusunun görüşüldüğü belirtilir ve her iki taraf da genel diplomatik ifadelerle bir birini kırmayacak biçimde kendi pozisyonlarını ortaya koyarlardı. Ancak hatırladığımız kadarı ile ilk kez 25 Ocak 2012`de bir Rus-Tük ortak belgesinde Karabağ konusundaki tarafların tutumu yazılı biçimde yer almıştır.
Karabağ konusu Türkiye Dışişleri Bakanı A.Davutoğlu ile Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un başkanlığında 25 Ocak 2012 tarihinde Moskova’da düzenlenen Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu Ortak Stratejik Planlama Grubu ikinci toplantısı sonrasına imzalanan 30 maddelik ortak bildirinin 26. maddesinde yer almıştır. İlginçtir, ortak bildirinin Ortadoğu ve Kuzey Afrika`daki sorunların çözümüne (18. madde) ve Balkanlarda Bosna Hersek`e ilişkin maddelerinde “toprak bütünlüğü” ilkesine doğrudan vurgu yaparken Karabağ konusunda bu ilke yerine çok dolambaç ifadeler kullanılmıştır. 26. maddede Karabağ sorunun çözümünde BM Şartı, Helsinki Nihai Belgesi ve AGİT Minsk Grubu Eşbaşkanı ülkelerin liderlerinin Temmuz 2009 Aquila, Haziran 2010 Muskoka ve Mayıs 2011 Deauville ortak açıklamalarına vurgu yapılmıştır. İlk bakışta burada bir sorun yokmuş gibi görünebilir. Ancak belgenin önceki kısımlarına bakıldığında, diğer bölgelere ve sorunlara ilişkin olarak sürekli toprak bütünlüğü vurgusuyla kıyaslandığında neden Karabağ sorununda toprak bütünlüğünden bahsedilmediği sorusu akıllara gelmektedir.
Şöyle`ki, BM Şartı ve Helsinki Nihai Belgesi genel çerçeve belgeleri olduğu için orda hem toprak bütünlüğü, hem de kendi kaderini belirleme ilkeleri mevcuttur. Zaten hem Azerbaycan, hem de Ermenistan kendi tezlerini bu belgelere dayandırıyorlar. Sanki bu bildiriyi kaleme alanlar Türk-Ermeni protokolünde olduğu gibi muğlak ifadeler kullanarak herkesin istediğini anlamasını çağlayan ve kendi tavırlarını da kamufle eden bir tutum ortaya koymaktadırlar. Yine bu madde`de vurgu yapılan Minsk Grubu Eşbaşkanı ülkelerin liderlerinin ortak açıklamaları ise Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünü daha çok Ermenistan`la müzakereler bağlayan bir tavrın yansımalarıdır.
İnsan meseleye böyle bakınca şu soruları sormaktan kendini alıkoyamıyor. Acaba neden Azerbaycan`la ilişkileri bahar havasında olan Rusya ile tek gerçek stratejik müttefikimiz Türkiye arasında imzalanan anlaşmada Azerbaycan`ın meşru hakkı olan toprak bütünlüğü ilkesi açıkça yer almıyor? Bu tavır Rus geleneksel politikasının annesi Ermeni olan Rus dışişleri bakanı vasıtasıyla yansıtılması mı? Yoksa Türk diplomatlar bu hususu belgenin yazımında atladılar mı? Yoksa belgenin bu şekilde yazılarak Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünü kuşku altına almak Türk hariciyesinde Ermenistan`la sınırın açılması yönünde yoğun kulis yapan ve Batıdan da yoğun destek alan grubun işimidir? Aslında bu son seçenek Türk-Ermeni protokolü nedeniyle Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin yaşadığı kriz ve son olarak Fransa`nın inkar yasası nedeniyle bile Türk medyasında belli grupların Azerbaycan`ın adete haksız ve garip bir biçimde suçladıkları dikkate alındığında hiç de yabana atılmayacak bir ihtimaldir. Özellikle de “Ermenicilerin” Türk-Ermeni sınırını açmak için her fırsatı kullandıkları dikkate alınırsa…
Her halükarda Azerbaycan hariciyesi konunun takipçisi olmalı ve bunun ne anlama geldiğini muhataplarına sormalıdır. Türk kamuoyunun ve bölge uzmanlarının da bunun ne anlama geldiğini sorgulaması ve tartışması da yerinde olurdu. Unutmayalım ki, benzer muğlak ifadelerin yer aldığı Türk-Ermeni protokolleri süreci Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinde krizinde neden olmuştu.


Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Analisti (QAFSAM-www.qafsam.org)
28.01.2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder