29 Aralık 2014 Pazartesi

Rusya-İsrail Casus Gerginliği ve Ermenistan



Son dönemde Rus dış politikasına damga vuran boyutlardan birisi de İsrail ile ilişkilerdir. Rusya-İsrail ilişkilerinde son krizi ise “casus gerginliği” teşkil etti.
Rusya’nın istihbarat teşkilatı Federal Güvenlik Servisi (FSB)’nin Halkla İlişkiler Merkezi 20 Mayıs’ta konuya ilişkin basın açıklaması yayınlamıştır. Açıklamada 12 Mayıs’ta Rusya Federasyonundaki İsrail Büyükelçiliğinin Askeri Ataşesi Albay Vadim Leiderman’ın Rusya’nın bazı ülkelerle askeri-teknik işbirliğine ilişkin gizli bilgileri elde etmek isterken yakalandığı belirtilmiştir. Bildiride Leiderman’ın mensubu olduğu İsrail askeri istihbaratının Rusya’nın bazı Arap ülkeleri ve BDT üyeleri ile askeri-teknik ilişkileri ve onlara desteği ile ilgili bilgi toplamakla görevlendirildiğinin tespit edildiği vurgulanmıştır. FSB’nin açıklamasında “alınan önlemler sayesinde Leiderman’ın bazı Rusya kamu personelilerinden devlet sırrı sayılan bilgileri almaya kalkışırken gözaltına alındığı” belirtilmiştir. Açıklamada, “elde edilen belgelere göre, Rusya’ya karşı düşmanca faaliyetleri tespit edilen askeri ataşenin Rusya’nın güvenliğine verdiği zarar ve diplomat statüsüne uymayan hareketiyle ilgili 13 Mayıs’ta İsrail’in Moskova Büyükelçiliğine protesto notası verildiği” kaydedilmiştir. Notada Vadim Leiderman’ın “persona non grata” ilan edildiği ve bu kişinin 14 Mayıs’ta ülkeyi terk ettiğine dair bilgi de yer almıştır. FSB’nin açıklamasında askeri ataşenin serbest bırakılması Rusya’nın iyi niyeti ve kamuoyunda İsrail aleyhtarlığının ortaya çıkmaması faktörleri ile açıklanırken, bu konuda İsrail basınının kopardığı yaygaradan duyulan rahatsızlık da ifade edilmiştir.
İsrail büyükelçiliğinde görevli Albay Vadim Leiderman’ın Rusya’daki görevi iki ay sonra sona erecekti. Olaydan birkaç gün sonra bir Rus istihbarat kaynağı onun “persona non granta” ilan edilmesini diplomatın endüstri casusluğu yapmasına bağlamış ve ataşeyi bazı İsrail şirketlerinin Rusya piyasasındakı çalışmalarına etkin biçimde yardım yapmakla suçlamıştı. Buna cevap olarak, İsrail Savunma Bakanlığı temsilcisi Zeev Fayner Rusya tarafının casusluk iddiasının asılsız olduğunu ifade etmişti. İsrail basını ise resmi görevi Rus silahlı kuvvetleri ve askeri sanayisi ile İsrail tarafı arasında ilişkileri ayarlamak olan Leiderman’ın Moskova’da bir kafede Rus subayı ile görüşmesi sırasında gözaltına alındığını ve bu suçlamanın kuşkulu delillere dayandığını ima eden yazılar kalem aldı.
Ancak belirtmek gerekir ki, İsrail öteden beri Rusya’nın Ortadoğu’daki etkinliğini arttırması bağlamında, başta Suriye olmak üzere, bazı Arap devletleri ile askeri ve teknik işbirliğinden duyduğu endişeyi sık sık dile getirmekteydi. Bu bağlamda Leiderman’ın faaliyetleri içinde Suriye’nin özel bir yere sahip olduğu tahmin edilebilir.
İkincisi, İsrail’i ilgilendiren BDT ülkelerinin başında ise Ermenistan ve onun Rusya ile askeri-teknik işbirliği gelmektedir. Ermenistan hem İran’la doğrudan sınıra sahiptir, hem de Metsamor nükleer santrali nedeniyle Rusya ile sıkı işbirliği yapmaktadır. Bu iki ülkeden Rusya’nın İran’la nükleer alandaki işbirliği iyi bilinmektedir. Ermenistan`ın da İran’ın nükleer programına Ermeni nükleer bilim adamları ve aralarında eski Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan’ın akrabalarının da bulunduğu bazı Ermeni şirketleri aracılığıyla aktif destek verdiği Ermeni tarafının uygulamağa çalıştığı karartmaya rağmen zaman-zaman gündeme gelmektedir. Öte yandan İsrail ile Azerbaycan arasında istihbarat alanında gelişen işbirliği de Ermenistan’ın İsrail için ilgisini çeken BDT ülkelerden biri olmasını sağlıyor. Bu çerçevede Leiderman’ın, başta Suriye olmak üzere, Arap ülkelerinin yanı sıra Ermenistan’ın da Rusya ile askeri ve teknik ilişkileri ile ilgilendiği tahmin edilebilir.

11.06.2011 13:30 Yerel saatı | 10:30 Dünya saatı
Dr. Nazim CAFERSOY
Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM-www.qafsam.org) Analisti


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder