Son dönemde Rus dış
politikasına damga vuran boyutlardan birisi de İsrail ile ilişkilerdir.
Rusya-İsrail ilişkilerinde son krizi ise “casus gerginliği” teşkil etti.
Rusya’nın istihbarat
teşkilatı Federal Güvenlik Servisi (FSB)’nin Halkla İlişkiler Merkezi 20
Mayıs’ta konuya ilişkin basın açıklaması yayınlamıştır. Açıklamada 12 Mayıs’ta
Rusya Federasyonundaki İsrail Büyükelçiliğinin Askeri Ataşesi Albay Vadim
Leiderman’ın Rusya’nın bazı ülkelerle askeri-teknik işbirliğine ilişkin gizli
bilgileri elde etmek isterken yakalandığı belirtilmiştir. Bildiride
Leiderman’ın mensubu olduğu İsrail askeri istihbaratının Rusya’nın bazı Arap
ülkeleri ve BDT üyeleri ile askeri-teknik ilişkileri ve onlara desteği ile
ilgili bilgi toplamakla görevlendirildiğinin tespit edildiği vurgulanmıştır.
FSB’nin açıklamasında “alınan önlemler sayesinde Leiderman’ın bazı Rusya kamu
personelilerinden devlet sırrı sayılan bilgileri almaya kalkışırken gözaltına
alındığı” belirtilmiştir. Açıklamada, “elde edilen belgelere göre, Rusya’ya
karşı düşmanca faaliyetleri tespit edilen askeri ataşenin Rusya’nın güvenliğine
verdiği zarar ve diplomat statüsüne uymayan hareketiyle ilgili 13 Mayıs’ta
İsrail’in Moskova Büyükelçiliğine protesto notası verildiği” kaydedilmiştir.
Notada Vadim Leiderman’ın “persona non grata” ilan edildiği ve bu kişinin 14
Mayıs’ta ülkeyi terk ettiğine dair bilgi de yer almıştır. FSB’nin açıklamasında
askeri ataşenin serbest bırakılması Rusya’nın iyi niyeti ve kamuoyunda İsrail
aleyhtarlığının ortaya çıkmaması faktörleri ile açıklanırken, bu konuda İsrail
basınının kopardığı yaygaradan duyulan rahatsızlık da ifade edilmiştir.
İsrail büyükelçiliğinde
görevli Albay Vadim Leiderman’ın Rusya’daki görevi iki ay sonra sona erecekti.
Olaydan birkaç gün sonra bir Rus istihbarat kaynağı onun “persona non granta”
ilan edilmesini diplomatın endüstri casusluğu yapmasına bağlamış ve ataşeyi
bazı İsrail şirketlerinin Rusya piyasasındakı çalışmalarına etkin biçimde
yardım yapmakla suçlamıştı. Buna cevap olarak, İsrail Savunma Bakanlığı
temsilcisi Zeev Fayner Rusya tarafının casusluk iddiasının asılsız olduğunu
ifade etmişti. İsrail basını ise resmi görevi Rus silahlı kuvvetleri ve askeri
sanayisi ile İsrail tarafı arasında ilişkileri ayarlamak olan Leiderman’ın
Moskova’da bir kafede Rus subayı ile görüşmesi sırasında gözaltına alındığını ve
bu suçlamanın kuşkulu delillere dayandığını ima eden yazılar kalem aldı.
Ancak belirtmek gerekir
ki, İsrail öteden beri Rusya’nın Ortadoğu’daki etkinliğini arttırması
bağlamında, başta Suriye olmak üzere, bazı Arap devletleri ile askeri ve teknik
işbirliğinden duyduğu endişeyi sık sık dile getirmekteydi. Bu bağlamda
Leiderman’ın faaliyetleri içinde Suriye’nin özel bir yere sahip olduğu tahmin
edilebilir.
İkincisi, İsrail’i
ilgilendiren BDT ülkelerinin başında ise Ermenistan ve onun Rusya ile
askeri-teknik işbirliği gelmektedir. Ermenistan hem İran’la doğrudan sınıra
sahiptir, hem de Metsamor nükleer santrali nedeniyle Rusya ile sıkı işbirliği
yapmaktadır. Bu iki ülkeden Rusya’nın İran’la nükleer alandaki işbirliği iyi
bilinmektedir. Ermenistan`ın da İran’ın nükleer programına Ermeni nükleer bilim
adamları ve aralarında eski Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan’ın akrabalarının da
bulunduğu bazı Ermeni şirketleri aracılığıyla aktif destek verdiği Ermeni
tarafının uygulamağa çalıştığı karartmaya rağmen zaman-zaman gündeme
gelmektedir. Öte yandan İsrail ile Azerbaycan arasında istihbarat alanında
gelişen işbirliği de Ermenistan’ın İsrail için ilgisini çeken BDT ülkelerden
biri olmasını sağlıyor. Bu çerçevede Leiderman’ın, başta Suriye olmak üzere,
Arap ülkelerinin yanı sıra Ermenistan’ın da Rusya ile askeri ve teknik
ilişkileri ile ilgilendiği tahmin edilebilir.
11.06.2011 13:30 Yerel
saatı | 10:30 Dünya saatı
Dr. Nazim CAFERSOY
Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi
(QAFSAM-www.qafsam.org) Analisti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder