30 Aralık 2014 Salı

Azerbaycan-Rusya İlişkilerinde Gebele Radar Üssü Faktörü-3



Merhum Haydar Aliyev`in 1993 yılında iktidara gelişinden sonra da Kremlin yönetiminin Rusya ile Azerbaycan arasındaki ilişkilere ve bu çerçevede özellikler askeri boyuta ilişkin istekleri güçlenerek devam etti. Ancak ülkede Rus etkisini minimize etmek isteyen ve bu bağlamda emperyal iddialarından vazgeçmeyen Kremlin yönetiminin kızgınlığının hedefi olan AHC iktidarından sonra göreve gelen Haydar Aliyev, Rusya ile ilişkilerde denge politikasını seçmiştir.

Yeni dönemde Rusya-Azerbaycan ilişkilerinin ana çerçevesini ise 3 Haziran 1997’de imzalanan Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Güvenlik anlaşması oluşturmuştur. Bu anlaşmada da tezahür eden ve İlham Aliyev’in devlet başkanlığı döneminde de varlığını sürdüren yaklaşım Azerbaycan yönetiminin Rusya ile askeri ilişkilerde 3 temel hususa dikkat ettiğini ortaya koymaktadır.
Öncelikle, bu ilişkiler Rus askeri gücünün yeniden Azerbaycan’a dönmesine neden olmamalıdır. Nitekim 1993’ten sonra Rusya "sınırların ortak korunması", "Karabağ’a barış gücü göndermek" veya "Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütüne üyelik" gibi önerileri zaman zaman gündeme getirerek kendi ordusunun Azerbaycan’a dönmesini sağlamaya çalışmışsa da, Haydar Aliyev yönetimi baskı ve teşviklere rağmen bunu kabul etmemiştir. Keza, benzer yaklaşım devlet başkanı İlham Aliyev döneminde de devam ettirilmektedir.
İkincisi, Bakü yönetimi savaş halindeki Azerbaycan ordusunun teçhizi için Rusya ile ikili askeri ve teknik işbirliğini geliştirici adımlar atmıştır. Kremlin yönetimi ile bu işbirliğinin diğer stratejik amaçları ise Ermenistan yönetiminin Rusya ile askeri işbirliğini bir anlamda dengelemek ve Rus askeri çevrelerinin Azerbaycan’a yönelik sert tavrını yumuşatmak olmuştur.
Nitekim bu bağlamda, özellikle 2000’li yılların başından itibaren Azerbaycan ile Rusya arasında askeri ve teknik işbirliğini geliştirici adımlar atılmıştır. İki ülke arasında terörle mücadele ve sınır güvenliği konusunda işbirliğinin geliştirilmesi önemli askeri işbirliği boyutlarından birini oluşturmaktadır.
Yine bu kapsamda 3 Şubat 2003 ve 4 Aralık 2006 tarihlerinde iki ülke arasında askeri işbirliğini düzenleyen ve Azerbaycan’ın Rusya’dan silah satın almasına ve Rus askeri okullarında subay yetiştirilmesine olanak tanıyan anlaşmalar imzalanmıştır.
Bu anlayış çerçevesinde Rusya Savunma Bakanı Anatoli Serdyukov’un Aralık 2008’deki Bakü seferi sırasında imzalanan ve 2009 yılında askeri işbirliğini geliştirmeyi öngören anlaşmayı da aynı yaklaşımın devam ettirilmesi bağlamında değerlendirmek mümkündür.
Bu bağlamda Azerbaycan’ın geçtiğimiz iki yılda Rusya’dan askeri helikopter ve ülke savunması için strateji nitelikli S-300 sistemleri satın alması bu işbirliğinin geldiği boyutları ortaya koymak bakımından önemli veriler sayılabilir.
Rusya ile Azerbaycan arasındaki askeri işbirliğinin üçüncü önemli boyutunu Gebele radar üssü oluşturmaktadır. Azerbaycan’ın kuzey bölgesinde Rusya sınırına yakın sayılabilecek Gebele ilçesinde yerleşen radar üssü Sovyetler Birliği’nin 9 önemli radar üssünden biri konumundaydı. “Gebele-2”, “PO-7” ve “Obyekt-754” isimleri ile de bilinen ve Sovyet hava savunma sisteminin en önemli unsurlarından biri olan Gebele radar üssünün inşasına 1976 yılında başlanmış ve üs 1985 yılında ordunun hizmetine verilmiştir.
Teknik olarak “Deryal” türü radar tesisi kabul edilen Gebel üssü SSCB’nin güney sınırlarından, içinde Türkiye, İran ve bütünlükte Ortadoğu ile Hint Okyanusunun Avustralya’ya kadarki kısmının bulunduğu 6 bin kilometrelik alanı denetim altında tutma olanağına sahiptir.
Esas işlevi denetim altına aldığı bölgedeki orta menzilli füze hareketlerini kalkış anından itibaren tespit etmek olan üssün hukuki statüsü bağımsızlık sonrası Rusya ile Azerbaycan arasında ciddi sorunlardan birini oluşturmuştur. 1992-1997 döneminde belirsiz statüyle faaliyetini sürdüren Gebele radar üssüne ilişkin iki ülke arsındaki müzakereler 1997 yılından başlamış ve 2002 yılı başlarına kadar devam etmiştir.
Gebele radar üssünün hukuki statüsü 25 Ocak 2002 tarihinde iki ülke arasında imzalanan anlaşma ile belirlenmiştir. Anlaşma ile “bilgi değerlendirme ve analiz merkezi” statüsü alan üssün mülkiyeti Azerbaycan’a verilmiş, ancak 24 Aralık 2012 tarihine kadarki süre için kullanım hakkı Rusya’ya devredilmiştir. Anlaşmaya göre, Azerbaycan üssü sökmemek, üçüncü taraflara vermemek, malvarlığına zarar vermemek ve hava saldırılarına karşı savunmasını sağlamak yükümlülüklerini üstlenmiştir.
Ayrıca, Azerbaycan üssün normal faaliyetinin sağlanması amaçlı denetim, bir grup askeri yetkilinin üssün faaliyetinde yer alması ve özel hükümlerle üste işlenmiş bilginin bir kısmını kullanma haklarını elde etmiştir.
Devam edecek...

Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Analisti (QAFSAM-www.qafsam.org)
17.08.2011 10:00 Yerel saatı | 07:00 Dünya saatı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder