30 Aralık 2014 Salı

İran ve Ortadoğu Olayları - 1




Ortadoğu'daki hâkimiyet değişiklikleri İran'ın da merceği altındadır.
İran yönetimi başından itibaren Tunus, Mısır, Bahreyn ve Yemen'deki politik protestolara ve değişiklik taleplerine açık destek vermiştir. Resmi Tahran bu olayları genel anlamda "ABD'nin kölesi diktatörlerin halkın İslami uyanışı ile devrilmesi gibi tanımlamakta ve bu süreçte İran İslam devrimini ilham verici kuvvet olduğunu" iddia etmektedir. İran bu ülkelerin aynı zamanda Filistin meselesinde İsrail'e karşı sessiz kalarak halkın hoşnutsuzluğuna sebep oldukları için bu kaderle karşılaştıklarını vurguluyor.
İran'da Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi Kerrubi`nin öncülük ettiği "Yeşil muhalefet" de bu ülkelerde yaşanan olayları ve iktidar değişikliklerini destekleyici tutum ortaya koymuştur. İran muhalefeti aynı zamanda bu süreçlerin ülkedeki siyasi rejimin yenilenmesi açısından bir uyarı olması gerektiğini belirtmektedir. Muhalefet bölgedeki gelişmeleri kendi siyasi faaliyetlerini güçlendirmek için yeni bir etken olarak değerlendirmiş ve bu çerçevede ülkede hem Ortadoğu'daki hakimiyet değişikliklerini desteklemek, hem de kendi siyasi taleplerini yeniden gündeme getirmek için gösteriler yapmıştır.
İran'ın Libya ile ilgili tutumunda ise iki husus dikkati çekmektedir. İran başından itibaren pek iyi ilişkilerinin olmadığı ve son yıllarda ABD ile yakın ilişkiler kuran Libya lideri Muammer Kaddafi'nin halka karşı silah kullanmasına karşı çıkmıştır. İran Dışişleri Bakanlığı Basın Sekreteri Ramin Mihmanperest 22 Şubat yaptığı açıklamada "halkın İslami uyanışı nedeniyle ortaya koyduğu haklı talepleri desteklediklerini belirtmiş, Kaddafi`nin halka karşı silah kullanımını kınamış, uluslararası kamuoyunun ve kurumlarının bu süreç karşısında sessiz kalmamasını" istemişti. Hatta İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejat bu nedenle Kaddafi yönetiminin cezalandırılması gerektiğini kaydetmişti. Ancak Mart ayında Libya karşı Batının müdahalesi başladığında İran yetkilileri “bunun sömürgeciliğin modern biçimi olduğunu belirten” açıklamalar yaptılar.
Mevcut koşullarda Ortadoğu'daki olaylar İran açısından hem fırsatlar yaratmakta, hem de risklere neden olmaktadır. Ortadoğu`daki olayların İran için yarattığı fırsatlar bir kaç noktada toplanabilinir. Öncelikle, İran için Ortadoğu'daki değişimin geleneksel olarak ABD ile yakın ilişkileri olan rejimleri sarsması önemli olumlu gelişmelerden biridir. İkincisi, İran bu olayların kendisine ideolojik üstünlük sağlama olanağı verdiğini düşünmektedir. Öyle ki, İran bölgedeki değişikliklerde İslam devriminin etkili olduğu retoriğini kullanmak için uygun ortam elde etmektedir. Bu bağlamda, iktidar değişikliği olan ülkelerde İslami eğilimli politik güçlerin (örneğin Tunus'ta İslam Partisi'nin, Mısır'da Müslüman Kardeşlerin) siyasal sisteme etkisinin artması İran için olumlu faktör sayılabilir. Üçüncüsü, yine bu çerçevede iktidar değişiklikleri İran'ın bölgede Bahreyn, Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelerdeki Şii nüfus üzerinde etkinliğini artırarak "Şii jeopolitik kuşağı" oluşturma imkânlarını güçlendirmektedir. Bu bağlamda, İran özellikle Bahreyn`deki olayları organize ettiği yönünde iddialar da zaman-zaman gündem gelmektedir. İran ise Bahreyn`e Suudi Arabistan liderliğindeki bir askeri müdahaleye sert tepki vermiştir. Hatta İran Parlamentosu’ndaki İslam Devrimi fraksiyonun lideri Ruhullah Hüseyinyan Bahreyn`deki olayları ve Suudi Arabistan'ın tutumunu gerekçe göstererek Bahreyn`e askeri müdahale yapılmasını önerdi. Yine Nisan ayının son haftası İran Parlamentosu Araştırma Merkezi'nin hazırladığı raporda bölgede değişiklikler dalgasından Azerbaycan`ın da etkilene bileceği ve Tahran yönetimin bu konuda da gerekli önlemleri alması istendi. Dördüncüsü, bölgede istikrarsız durum dünyadaki petrol ve gaz fiyatlarını artırarak İran gelirlerini yükseltiyor. Bu gelişme iktisadi sorunları olan İran`a ciddi ekonomik fayda sağlamaktadır.
Dr. Nazim CAFERSOY Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM - www.qafsam.org) analisti F.V
19.05.2011 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder