30 Aralık 2014 Salı

Beyaz Rusya Ekonomik Krizi ve Rusya



Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM-www.qafsam.org) Analisti
Rusya ile Aleksandr Lukaşenko yönetimi yeni bir gerginlik yaşanmaktadır. Gerginliğin nedeni Beyaz Rusya`daki iktisadi sorunların yol açtığı ekonomik krizdir. Beyaz Rusya`da ekonomik kriz, 2010 yılının sonundan itibaren yerel paranın devalüasyon yapılacağı ile ilgili yayılan söylentiler üzerine gelişti. Bu konuda haberler Beyaz Rusya`da halkın eldeki paranın değerini korumak için toplu halde döviz almaya sevk etti. Beyaz Rusya yönetiminin döviz alımına sınırlama getirmesi ve devalüasyon olmayacağı konusunda açıklamaları sonuç vermeyince ülke döviz kıtlığı sorunu ile karşılaştı. Ardından fiyatların artacağından korkan halk bu kez de büyük miktarlarda halk tüketim malları satın almaya başladı. Para kıtlığına, mal kıtlığının eklenmesi ülkede ekonomik durumu daha da kötüleştirdi. Bu süreç 23 Mayıs’ta Beyaz Rusya Merkez Bankasının yerel paranın 56 oranında devalüe edildiğini açıklaması ile yeni bir boyut kazandı.
Beyaz Rusya yönetimi ekonomik krizden çıkmak için Rusya'nın kontrolündeki Avrasya Ekonomi İşbirliği Fonu'ndan 3–3,5 milyar ABD doları tutarında kredi istedi. Ancak Beyaz Rusya Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko`nun 27 Mayıs'ta yaptığı toplantıda "krizin ortaya çıkmasına temel neden olarak Rusya medyasının provoke edici tavrını göstermesi ve bu medyanın ülkeden çıkarılması için gerekli önlemlerin alınması" talimatı bu kredi başvurusunun olumlu sonuçlanmasını tehlikeye soktu. Nitekim Rusya Dışişleri Bakanlığı bu suçlamaya cevap açıklamasında "Minsk`in yönetimin Beyaz Rusya`da yaşanan sorunu ciddi analiz etmek ve gerekli önlemleri almak yerine, daha az tepki doğuracak yolu seçtiği" vurgulandı. Açıklamada suçlunun Beyaz Rusya dışında aranması ve ülkede Rusya medyasının yasaklanmasının göreceli olarak daha kolay olduğu, ancak bu adımın Rusya-Beyaz Rusya ilişkilerine ve taraflar arasında önemli anlaşmalara zarar vereceği" belirtildi. Bu açıklamadan bir gün sonra, yani 28 Mayıs'ta Kremlin yönetiminden adının belirtilmesini istemeyen üst düzey bir yetkili "Lukaşenko`nun Rus medyasına ilişkin açıklamasının Minsk yönetimine kredi ayrılmasına engel olabileceğini" belirtti. Yetkili Lukaşenko`nun medya konusunda planlarını hayata geçirmesinin Rusya'nın Beyza Rusya yönetimine dair tutumunu etkileyeceğini vurguladı.
Aslında Lukaşenko`nun bu krizden dolaylı olarak Rusya'yı suçlamakta hiç de haksız sayılmazdı. Öyle ki, ülkedeki ekonomik krizin başlıca nedenleri gibi dış ticaret dengesindeki açığın artması ve yatırıma ikliminin komşu ülkelere kıyasla çok elverişsiz olması gösteriliyor. Bunlardan birinci sebep olarak gösterilen dış ticaret dengesinde açığın artması Rusya ile doğrudan ilişkili sorundur. Öyle ki, Beyaz Rusya hem ithalat, hem de ihracatta en büyük ticari ortağı Rusya'dır. Nitekim Beyaz Rusya dış ticaret dengesinde sadece 2011 yılının ilk çeyreğinde 3 milyar dolarlık açık (bu GSYİH`nin % 23`ünü oluşturmaktadır.) oluştu. Bu açığın ilk sebebi Rusya`nın enerji fiyatlarını 2011 yılı başında itibaren artırması oldu. Enerji ihtiyacını büyük bir oranda Rusya’dan karşılayan Beyaz Rusya bu artışla ciddi zarar olarak gördü. Yine geçen yılın sonu Rusya ile Beyaz Rusya arasında enerji borçları nedeniyle çıkan ve Azerbaycan'ın da karıştığı sorun halen hafızlarda tazeliğini korumaktadır. Beyaz Rusya`nın dış ticaret dengesinde açığın artmasına neden olan ikinci faktör de yine Rusya ile doğrudan ilişkilidir. Öyle ki, Beyaz Rusya`nın ihracatında Rusya’ya tarım ürünlerinin, özellikle süt ve süt ürünleri satışı önemli yer tutuyordu. Ancak geçen yıl Rusya hijyen koşullarını nedeniyle bu ihracatı ciddi şekilde sınırlandırdı. Bu da Beyaz Rusya`nın döviz gelirlerini azalttı ve dış ticaret dengesinde açığın artmasında yeni bir ivmeye sebep oldu. Yine bu tür ekonomik krizin ortaya çıkması ve büyümesinde kamuoyunun şekillendirilmesi ve halkın psikoloji durumunun yönlendirilmesi önem arz etmektedir. Beyaz Rusya yönetimi ülke içindeki medyaya sansür uygulasa da, ülkede kamuoyunu etkileme konusunda ciddi imkânları olan Rus medyası ekonomik krize geniş yer ayırdı. Rus medyasının aynı zamanda ekonomik krizin derinleşmesine hizmet eden bu yayınlarında Beyaz Rusya yönetimine karşı tavır koyduğu açıkça ortaya çıktı. Bu olumsuz konumun oluşmasında iki temel neden etkili oldu. Öncelikle krizi konu eden Rus medya kurumlarının liberal kanadı Lukaşenko rejimine karşı özel nefret besledikleri için bu sorunu Beyaz Rusya`da mevcut siyasal sisteminin zayıflatılması için önemli bir araç olarak kullandı.
İkincisi, Kremlin kontrolündeki Rus medya organları da benzer siyasi kursu takip etti. Rusya'nın bu yaklaşımının yakın hedefi, Beyaz Rusya’nın büyük ekonomik işletmelerinin özelleştirilmesi sürecini daha düşük maliyetle tamamlamak olduğu tahmin edilmektedir. Öyle ki, Beyaz Rusya`da büyük ölçüde özelleştirmeler süreci hız kazanmış durumda ve Rusya bu özelleştirmenin en büyük müşterisi sayılıyor. Bu çerçevede ki ülke "Beltransgaz"ın geri kalan %50 hissesinin de Gazprom tarafından satın alınmasına ilişkin tartışmalar sürüyor. Rusya Başbakanı Vladimir Putin bu sürecin önümüzdeki günlerde sona erebileceğini belirtmiştir. Bu arada Lukaşenko "MAZ", "BelAZ" ve "Belarusskaliy" KİT`lerin ucuza özelleştirilmesi girişimlerinin olduğunu, ancak buna izin vermeyeceğini açıkladı. Kremlin yönetimine yakın Rus medyasının yaklaşımının uzak hedefi ise Lukaşenko`nun siyasi gücünü zayıflatarak Minsk`den daha fazla ödün alarak "Rusya'nın Beyaz Rusya`yı yutma" sürecini hızlandırmaktır. Lukaşenko`nun Batı'yla sorunlu ilişkileri de dikkate alındığında Kremlin "Beyaz Rusya`yı Ermenistanlaştırması" amacını gerçekleştirme bağlamında önemli olanaklara sebep olduğu tahmin edilebilir.
Dr. Nazim CAFERSOY

03.06.2011


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder