29 Aralık 2014 Pazartesi

Rusya'nın Kuzey Kafkasya Politikası ve Azerbaycan - 7



Kuzey Kafkasya: Riskler ve fırsatlar -3 
c) Jeoekonomik risk ve fırsatlar
Ekonomik faktör her zaman bağlamda devletlerarası ilişkilerin ve uluslararası sistemdeki güç mücadelesinin en önemli unsurlarından biri olmuştur. Soğuk savaş döneminde Batı ve Doğu blokları arasındaki uluslararası rekabetin esas ekseninin ideoloji olması ekonomik faktörün önemini gölgelese de, iki blok arasındaki mücadelenin kaderini Doğu bloğunun lideri SSCB'nin ekonomik sorunları tespit etti. Bu süreçte Doğu bloğunun, özellikle de SSCB`nin ekonomisinde oluşan sorunlara kıyasla daha güçlü ekonomiye sahip Batı bloğu ve ABD kazanan taraf oldu. SSCB'nin dağılmasından sonra Rusya`daki ekonomik sıkıntılar bu ülkenin uluslararası sistemdeki "süper güç" rolünü kaybetmesinin temel nedenlerinden birini oluşturdu. Bu bakımdan 1991 yılından beri Rusya'da görev yapan devlet başkanları Boris Yeltsin, Vladimir Putin ve Dmitri Medvedev için ülkenin ekonomik gücünü yeniden inşası en önemli hedeflerden oldu. Geçen dönemde ülkede gerçekleştirilmeye çalışılan ekonomik reformlar da bu amaca ulaşılmayı hedeflemiştir. Rusya yönetimlerinin "Breton Woods" sistemine entegre ede bilmek için attığı adımlar, G-8 üyeliği, 1993 yılından itibaren Dünya Ticaret Örgütü'ne üye olmak için gösterdiği ısrar Rusya'nın güçlü ekonomiye sahip olma hedefinin dış stratejik boyutunu oluşturmuştur. Kremlin yönetiminin devletlerarası ekonomik ilişkilere artan ilgisi, silah ihracatının çeşitli ülkelerle işbirliğinin temel yönlerinden birine dönüşmesi ve en önemlisi "enerji süper gücü" olmak için gösterdiği özel girişimler Rusya açısından ekonomik etkenin dış politikada öneminin kavranması açısından önemli örnekler sayılabilir.
Rusya'nın çağdaş uluslararası ilişkiler sisteminde jeoekonominin öneminin artmasıyla paralellik arz eden bu tutumu Azerbaycan'la ilişkilerinde de büyük öneme haizdir. Tarihsel olarak Rusya için Azerbaycan'ın jeoekonomik önemi özellikle enerji unsuru açısından en önemli boyutlardan biridir. Azerbaycan petrolünün 19. yüzyılda Rusya Çarlığı tarafından keşfedilen bu önemi, 20. yüzyılda Bolşevik devriminin yaşaması ve SSCB'nin Nazi Almanya`sı üzerinde zafer kazanmasında oynadığı eşsiz rolle da kanıtlanmıştır. Enerji süper gücü iddiasını güçlü bir şekilde ortaya koyan Rusya Federasyonu için de Azerbaycan büyük petrol ve gaz rezervlerinin yanı sıra, stratejik öneme sahip transit ülke gibi önem taşımaktadır.
Ancak Rusya ile Azerbaycan arasında ekonomik ilişkiler sadece enerji ile sınırlı değildir. 19. yüzyıldan beri ortak ekonomik düzleme ve SSCB'nin planlı ekonomik mirasına dayanan bu ilişkilerin başka önemli yönleri de var. Rusya için Azerbaycan ekonomik pazar, silah sata bileceği zengin müşteri, kuzey ile güneyi karadan birleştiren ülke olarak da öneme sahiptir. Azerbaycan için ise Rusya 140 milyonluk büyük bir pazar, en büyük ticaret ortaklarından biri ve yaklaşık 2 milyon Azerbaycanlının çalıştığı ülke olarak önem arz ediyor.
Belirtilen unsurlar çerçevesinde, Kuzey Kafkasya jeoekonomik bağlamda da Rusya-Azerbaycan ilişkilerinde önemli yönlerden birini oluşturuyor. Bölge Rusya-Azerbaycan ekonomik ilişkilerinde hem riskler yaratmakta, hem de fırsatlar da sağlamaktadır. Kuzey Kafkasya’daki güvenlik sorunları neden olduğu problemi yapı Rusya-Azerbaycan ekonomik ilişkileri açısından yarattığı riskler kendini genellikle iki yönde gösteriyor. Öncelikle bölgede istikrarsız durumun mevcutluğu ve sürekli yaşanan terör gösterileri iki ülke arasındaki kara yolunun kullanımını tehlikeye koyarak normal ekonomik ilişkilerin gelişmesine engel olmaktadır. İkincisi ve daha da önemlisi, Kuzey Kafkasya meselesi Rusya ve Azerbaycan arasında zaman-zaman gerginliğe neden olarak, yalnızca siyasi ve güvenlik ilişkilerine değil, aynı zamanda da ekonomik ilişkilere de ciddi zarar veriyor. Öyle ki, Rusya bazen Kuzey Kafkasya konusunda resmi Bakü'nün tutumunu neden olarak göstererek Azerbaycan'a ekonomik ambargo uygulamış ve bu ülkede çalışan 2 milyon Azerbaycanlı üzerinde baskıları artırmıştır. Esasen birinci ve ikinci Rus-Çeçen savaşlarında ortaya konulan bu tavır halen Rusya'nın Azerbaycan'a karşı önemli ekonomik baskı araçlarından biri olarak kalmaya devam ediyor.
Diğer taraftan Kuzey Kafkasya Rusya-Azerbaycan ekonomik ilişkilerinde önemli fırsatlar da yaratıyor. Öncelikle Kuzey Kafkasya Rusya için Kafkasya'nın en büyük ve en zengin ülkesine ekonomik köprü anlamını taşımaktadır. Bunun yanı sıra Azerbaycan'ın İran ile komşu olması Moskova yönetimine Rusya-İran ilişkilerinin ekonomik gelişimi için coğrafi köprü imkânı sağlamaktadır. Kuzey Kafkasya Azerbaycan için ise hem doğrudan 140 milyonluk Rusya pazarına, hem de toplamda yaklaşık 60 milyonluk Ukrayna, Beyaz Rusya ve Baltık ülkeleri pazarlarına giriş kapısı işlevine de sahiptir. İkincisi, Kuzey Kafkasya'nın sosyo-ekonomik durumu Rusya ile Azerbaycan arasında ekonomik işbirliğine önemli ivme yaratabilir. Bölgenin enerji ihtiyacının Azerbaycan tarafından sağlanması ve bölgeye Azerbaycan sermayesinin yatırılması Kuzey Kafkasya'nın sorunlarının çözümünde Rusya'nın ortaya koyduğu "Kuzey Kafkasya'nın Sosyo-Ekonomik Gelişim Stratejisi–2025" programının gerçekleşmesini kolaylaştırabilir. Azerbaycan açısından ise bu adım istikrarsızlık üreten durumu ile çeşitli riskler yaratan sınır komşusu bölgede durumun normalleşmesi ve önemli ekonomik gelirler sağlanması açısından yararlı olabilir. Rusya'da önümüzdeki 7 yıl içinde Kuzey Kafkasya'nın sosyo-ekonomik durumuna olumlu etki göstermesi beklenen Soçi–2014 Olimpiyatları ve 2018 Dünya Futbol Şampiyonası gibi mühim uluslararası müsabakaların Rusya`da yapılacak olması ve bu çerçevede ciddi ekonomik projelerin gündeme gelmesi ise Azerbaycan sermayesinin bölgeye ilgi göstermesine önemli bir teşvik niteliği sağlamaktadır.
Kuzey Kafkasya Rusya-Azerbaycan ekonomik ilişkileri açısından özellikle enerji boyutu nedeniyle hem riske neden olmakta, hem de fırsat yaratmaktadır. Öyle ki, dış politikasında enerji faktörünü stratejik araç olarak kullanan Rusya Azerbaycan'a kendi petrol ve gaz kaynaklarını komşu Kuzey Kafkasya aracılığıyla Kuzey yoluyla nakletmek için baskı yapmaya çalışmaktadır. Daha önce Bakü-Ceyhan petrol boru hattının çekimine engel olmak için Moskova tarafından gündeme getirilen bu nakil yolu, şimdi de Şahdeniz gazının Rusya vasıtasıyla taşınması için gündemdeki yerini korumaktadır. Diğer taraftan Kuzey Kafkasya vasıtasıyla Rusya yolunun varlığı Azerbaycan'ın enerji kaynaklarının satışı ve naklinde diğer aktörlere karşı manevra olanaklarını güçlendirmektedir.
Devam edecek ...
KAFSAM analisti ve ADİU Tudifak Öğretim Üyesi Dr. Nazım CAFERSOY
(www.qafsam.org)
MRA
06.05.2011 14:30 Yerel saatı | 11:30 Dünya saatı 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder