30 Aralık 2014 Salı

Rus dış politikasında “etnik kart” ve Azerbaycan



Günümüzde etnik yapı uluslararası ilişkilerde dış politikanın en önemli araçlarından birine dönüşmüştür. Hazırda dünyanın çeşitli bölgelerinde etnik bölücülüğün ciddi ivme kazanması etnik faktörün dış politikadaki önemini güçlendiren süreç gibi değerlendirilebilinir. Bu çerçevede Rus dış politikasının için de etnik faktör hem genel anlamda, hem de Azerbaycan özelinde ciddi önem arz etmektedir.

1999 yılının verilerine göre, Azerbaycan nüfusunun % 90,6`nı (7 205 500) Azerbaycanlılar, %2,2`si (178 000) Lezgiler, %1,8`i (141 700) Ruslar, %1,5`i (120 700) Ermeniler, %1,0`ı (76 800) Talışlar, %0,6`sı (50 900) Kafkasya Avarları, %0,5`i (43 400) Ahıska Türkleri, %0.4’ü (30 000) Tatarlar, %0,4`ü (29 000) Ukraynalılar, % 0.2`si (15 900) Sahurlar, %0,2`si (14 900) Gürcüler (İngiloylar dahil), %0.2`si (13 000) Kürtler, % 0,13`i (10 900) Tatlar, %0,1`i ( 8 900) Yahudiler, %0.05`i (4 100) Udinler, %0,12`si (9 600) ise diğer etnik gruplar oluşturmaktadır.
Bu genel yapı içerisinde Rusya 1991 yılından sonra etnik faktörden post Sovyet alanında kendi etkisini korumak ve daha da güçlendirmek için yararlanmaktadır. Moldova`da Dnester, Gürcistan`da Acaristan, Abhazya ve Güney Osetya`da ki etnik çatışmalarda Rusya`nın uyguladığı politika, kendi dış siyasetinde bu faktöre büyük önem verdiğini göstermektedir. Rusya “Azerbaycan`ın federalleşmesi ve bölünmesi” çerçevesinde etnik faktörleri Bakü yönetimine karşı kullanmaktadır.
Azerbaycan açısından ise Rusya`nın etnik faktörü kullanmasında Ermeni faktörü önemli yer tutmaktadır. Moskova`nın tarihi müttefiki ve Rusya`daki 7. büyük azınlık olan Ermeni etnik faktörünün Karabağ konusunda nasıl kullanıldığı konusu iyi bilinen bir husustur. Rusya`nın 1993’de Elikram Hümbetov aracılığıyla kullanmak istediği Talış faktörü ise bölgedeki halkın buna direniş göstermesi ve Azerbaycan yönetiminin kararlı tutumu sonucunda başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Fakat Rusya`nın Azerbaycan`da Talış devleti kurmak isteyen Fahreddin Aboszodo`ya siyasi sığınma hakkı vermesi ve 2010 Mayıs ayında stratejik hedeflerinin Azerbaycan dahilinde Talış devletini kurmak olduğunu ilan eden Talış harekatını kurmasına imkan yaratması Moskova`nın bu faktörü halen kullandığını göstermektedir.
Etnik faktör Kuzey Kafkasya bağlamında da Rusya-Azerbaycan ilişkilerinde hem riske neden olmakta, hem de fırsatlar yaratmaktadır. Rusya`nın ilişkilerde etnik faktörleri Azerbaycan`a karşı baskı aracı gibi kullanması, Azerbaycan açısından ciddi risk yaratmaktadır. Rusya “Lezgistan” ve “Acaristan” projelerini öne sürerek Azerbaycan`a karşı toprak iddialarını gündeme getiren oluşumlara dolaylı destek vermektedir. Bunlar arasında 1990 yılında kurulan ve Azerbaycan`ın Guba, Gusar ve Haçmaz bölgelerinin silah gücü ile Dağıstan`a birleştirilmesini amaçlayan “Savdal”ı (Birlik) örnek gösterile bilinir. Ayrılıkçı “Sadval” teşkilatının 1995 yılında Ermenistan gizli servisi ile işbirliğine girerek Bakü`de terör eylemi yapması bu bağlamdaki tehlikenin büyüklüğünü ortaya koymak bakımından özel bir örnektir. Bölgede yaşayan Azerbaycanlılara baskı ise, iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz yönden etkilemektedir. Rusya ve Dağıstan hükümetinin bu yöndeki çabaları ise dikkat çekicidir. Diğer taraftan etnik ayrılıkçılık sorunu iki ülke ilişkilerinde işbirliği için yeni fırsatlar yaratmaktadır. Öyle ki, Kuzey Kafkasya`da ki Azerbaycanlılar Rusya-Azerbaycan ilişkilerinin gelişmesinde yapıcı bir rol oynaya bilir. Bu faktör aynı zamanda Azerbaycan`ın bölgedeki etkisini güçlendirici role sahiptir.


Dr. Nazim CAFERSOY
Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM-www.qafsam.org) Analisti

31.05.2011


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder