30 Aralık 2014 Salı

Lavrov`un ziyareti ve Putin`in projelerine hazırlık




Daha önceki yazımızda Rus bakanının Azerbaycan, Ermenistan, Kazakistan ve Kırgızistan ziyaretlerinin İran boyutu üzerinde durmuştuk. Hiç kuşkusuz, Lavrov`un bu ziyaretinin İran konusu dışında iki temel süreçle yakından ilgisi var.
Bu süreçlerden birincisi, Rusya`daki iktidardaki nöbet değişimi, daha doğrusu iktidarın yeniden aslına rücu etmesidir. Bu bağlamda Lavrov`un ziyaretinin Başbakan Vladimir Putin`in yeniden Kremlin`e dönüşü ile doğrudan bağlantısı olduğu tahmin edilebilir. Hatırlanacağı üzere, Putin başkanlık seçimleri arifesinde yeni dönemdeki en önemli dış politika projesinin eski Sovyet coğrafyasındaki ülkeleri Avrasya Birliği çatısı altında bir araya getirme olduğunu açıklamıştı. Nitekim Lavrov`un ziyaret ettiği ülkelerde devlet başkanları ve diğer yetkililerle görüşmelerinde bölgesel entegrasyon konusunun özel yer tuttuğu dikkatlerden kaçmadı.
Bu bağlamda Rus Dışişleri Bakanının ziyareti Mayıs`da görevine başlayacak “yeni” başkan Putin döneminde atılacak dış adımların ön hazırlığı ve Moskova`nın bu yönde fazla zaman kaybetmek istememesi olarak okunabilir. Nitekim Rusya`ya politik, ekonomik ve askeri bağlamda “göbekten bağımlı“ Ermenistan yetkililerinin Moskova ile entegrasyonu daha da derinleştirme isteğine dair açıklamaları bunu örneği sayılabilir.
Bu bağlamda Lavrov`un ziyaretinde Ermenistan`ın Avrasya gümrük birliğine dahil olması meselesinin müzakere edildiği tahmin edilmektedir. Önümüzdeki dönemde bunun yüksek sesle söylenmesi ve gerçekleştirilmesine dair çabaları görmemiz şaşırtıcı olmayacaktır. Keza Ermenistan`a Rus radar üssü kurulmasına ilişkin bazı önerileri de bu kapsamda değerlendirebiliriz.
Azerbaycan`ın Rusya ile ireli düzeyde entergasyona mesafeli durduğu öteden beri biliniyor. Bu noktada Rusya Lavrov`un ziyareti ile geleneksel “Karabağ kartını” tekrar devreye sokmuş durumda. Nitekim, Lavrov-Memedyarov görüşmesi sonrasına imzalanan bildiride ve verilen açıklamalarda Rusya`nın Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünü kabul ettiğinin vurgulanması Karabağ kartının “havuç” boyutunu simgelemektedir.
Öte yandan, Lavrov`un sorunun askeri çözümünü olmadığını vurgulaması ve garip bir biçimde BM Güvenlik Konseyi`nin Azerbaycan topraklarının işgaline dair 4 kararının geçerliliğini kaybettiğine ilişkin beyanları ise bu kartın “sopa” boyutunun işareti sayılabilir. Lavrov`un Rusya`ın artık ortak gümrük birliği sürecini dahil olduğu Kazakistan ve Kırgızistan`da ise bu sürecin pratik işleyişine dair konuları görüştüğü bilinmektedir. Keza ziyareti sırasında Astana`dakı Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ)`nün toplantısı ise eski Sovyet coğrafyasındaki güvenlik entegrasyonuna dair yeni gelişmelerin habercisi sayılabilir.
Lavrov`un ziyaretinin ikinci boyutu ise ilgili ülkelerin iç ve dış politikasında Rusya`nın özel ilgi duyduğu bazı gelişmelerin yaşanmasıdır. Ziyaretin ilk durağı Ermenistan`da Mayıs ayında parlamento seçimleri yapılacak.
Bu ülkede son yıllarda yapılan parlamento ve başkanlık seçimlerinin ciddi krizlere yol açması nedeniyle her yeni seçim Rusya`nın bu ülkedeki çıkarları bakımından hayati önem arz ediyor. Gelecek sene yapılacak devlet başkanlığı seçiminde muhalefetin en önemli adayı Petrosyan`ın karşısına kimin çıkarılacağına dair bir netliğin olmaması ve iktidarın adayı konusunda Kremlin`de Sarkisyan-Koçaryan ikileminin mevcutluğu parlamento seçimlerinin önemini daha da artırmış durumda. Keza, kimilerinin “Arap baharı”, kimilerinin de “Arap sonbaharı” gibi tanımladığı bu sürecinin güncelliğini koruması da Rusya`nın endişesini tetiklemekte. Lavrov`un Sarkisyan`la görüşünde bu konuların da konulması yüksek bir ihtimal.
Zaten başta devlet başkanı ve başbakan olmak üzere Ermenistan yetkililerinin Rusya`yla entegrasyonu güçlendirme açıklamalarını bu iktidar kavgasında Moskova`nın daha fazla desteğini alma çabası gibi de yorumlamak lazım.
Lavrov`un Azerbaycan ziyaretinde ise daha çok Bakü yönetiminin enerji konusundaki bağımsız yaklaşımının yeni projelerle güçlendirmesi konusu ele alınmış gibi. Azerbaycan Türkmenistan ve Kazakistan doğal gazını AB`ye ulaştırmayı amaçlayan Trans-hazar projesine ortak olarak katılması ve Trans Anadolu (TANAP) hattının gerçekleştirme noktasında yeni adımlar atması Rusya`nın rahatsızlığına neden olmakta.
Keza Moskova`nın halen pazarlıkları süren Şahdeniz doğalgazına yönelik ilgisi de had safhada. Lavrov`un Devlet Başkanı İlham Aliyev ve meslektaşı Elmar Memmedyarov`la görüşünde bu konular da gündeme gelmiş.
Keza Azerbaycan`ın başta Kuzey Kafkasya olmak üzere Rusya federal bölgeleri ile ilişkilerini geliştirmesi de mutabık kalınan bir husus. Tam da ziyaret günlerinde Azerbaycan ve Çeçenistan yetkililerinin bir takım anlaşmalar imzalaması da bu kapsamda düşünülebilir. Yine Azerbaycan`ın BM Güvenlik Konseyi geçici üyesi olması nedeniyle başta Suriye meselesi olmak üzere küresel siyasetin güncel konularının da görüşüldüğü belirtilmekte. Bir türlü çözülemeyen Hazar`ın statüsü sorunu da ele alınan bir başka konu olmuş.
Lavrov Kırgızistan ziyareti sırasında ise Devlet Başkanı Almazbek Atambeyev ve meslektaşı Ruslan Kazakabayev`le ikili siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkileri müzakere etmiş, KGAÖ, ŞİT ve Avrasya Ekonomik İttifakı örgütleri çerçevesinde işbirliğini görüşmüştür. Açıkça söylenmese de, ülkedeki siyasi istikrarsızlık ve Manas`takı Amerikan üssünün ülkeden çıkarılmasının da görüşmelerde gündeme geldiği tahmin ediliyor. Lavrov`un bu ziyaretini başkan Atambayev`in Rusya`yı Kırgızistan`a askeri üsten kaynaklanan borcunu ödememekle suçlaması ve Azerbaycan parlamentosunda Türk devletlerini daha sıkı işbirliğine çağıran konuşmasını dikkate alarak değerlendirmek lazım.
Rus bakanın ziyaretin son durağı Kazakistan`da ise ikili görüşmelerin yanı sıra, Astana`da yapılan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü dışişleri bakanları toplantısı özel önem arz etmiştir.
Bu toplantıda kurumun başta Afganistan olma üzere bölgesel ve küresel güvenlik sorunlarına bakışı müzakere edilmiştir. İkili görüşmelerde ise Hazar`ın statüsü, gümrük birliği meselesi ve enerji konusunun görüşüldüğü biliniyor.
Özetle, Lavrov`un bölge ziyareti Putin`in tekrar Kremline dönmesi arifesinde Rusya`nın bölgedeki iç ve dış gelişmelere dikkat ayırdığının simgesi olarak değerlendirilebilir.
Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM-www.qafsam.org) Analisti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder