Rusya yönetiminin eski
Sovyet coğrafyasındaki geleneksel etkinliğini güçlendirmesi çabalarında en
dikkat çekici hedef ülkelerin başında Ukrayna gelmektedir. Rusya`nın Ukrayna`ya
yönelik bu ilgisinin çok ciddi nedenleri mevcuttur. Öncelikle, tarihsel
bakımdan, Ukrayna başkenti Kiev Rusya için devletçilik geleneğinin başlandığı
yerdir. İki ülkenin etnik bakımdan Slav ve dini bağlamda da Ortodoksluk ortak
paydalarında buluşması ve Ukrayna`nın 17. yüzyıldan itibaren kesintisiz
Rusya`nın bir parçası olması bu tarihsel bilinci güçlü bir biçimde beslemektedir.
İkincisi, Ukrayna coğrafi anlamda Rusya`nın Avrupa`ya ve Karadeniz`e çıkış
kapısıdır.
Üçüncüsü, Ukrayna
SSCB`nin eski buğday deposu, zengin kömür kaynakları, ciddi ekonomik
potansiyeli, belki de en önemlisi Rusya`nın Avrupa`ya sattığı petrol ve doğal
gazın yüzde 80`nin geçtiği ülke olması ve diğer nedenlerden dolayı ekonomik
bağlamda da stratejik öneme haizdir.
Dördüncü olarak
Ukrayna`da, başta Kırım olmak üzere, toplam nüfusun yüzde 20-sinden fazlasını
oluşturan ciddi bir Rus nüfusunun bulunması da Rusya`nın bu ülkeye ilgisini
artıran bir diğer nedendir. Son dönemlerde Karadeniz bölgesine yönelik ABD ve
NATO ilgisinin güçlenmesi ve zaten bu ilgini engellemek için bölgede var olan
Rus Karadeniz donanması da Moskova yönetiminin Ukrayna`ya ilgisinin bir başka
önemli boyutunu oluşturmaktadır. Son olarak, Ukrayna`nın BDT coğrafyasında
özelikle Rusya`ya karşı denge unsuru gibi görülmesi Moskova yönetiminin bu
bölgede Ukrayna`ya özel ilgi göstermesine neden teşkil etmektedir.
Ukrayna da her boyutu
ile ve özellikle BDT coğrafyasındaki tutumu nedeniyle Rusya`nın “özel ilgisine
tesadüfen mazhar olmadığını” sürekli ortaya koymuştur. Nitekim yüz ölçümü
bakımından Avrupa’nın en büyük devleti unvanının taşıyan (603,700 km²) Ukrayna
SSCB’nin dağılmasında en kilit ülke konumunda olmuş ve uzun bir süre Rusya’nın
yayılmacı girişimlerine karşı en kararlı tutumlardan birini sergilemiştir.
Nitekim ünlü Amerikalı stratejist Zibignev Brzezinski’nin “Avrasya satranç
tahtasında Rusya’nın (demokratik) dönüşümüne yardımcı olacak jeopolitik mihver”
olarak tanımladığı ve “Ukrayna’sız Rusya imparatorluk değildir. Rusya-Ukrayna
ittifakı ABD’nin küresel egemenliğine büyük tehlikedir.” biçiminde önemsediği
bu ülkenin uluslararası tercihleri, sadece eski SSCB coğrafyasında etkinlik
mücadelesini kaderini değil, aynı zamanda Avrasya`daki güç mücadelesinin
sonuçlarını belirlemek bakımından da her zaman önemlidir.
Ukrayna`nın uluslararası
tercihleri ise bu ülkede hangi siyasal gücün iktidara bulunması ile yakından
alakalı olmuştur. Bu bağlamda ilk devlet başkanı Leonid Kravçuk`un (1991-1994)
siyasi çizgisinin milliyetçi ve Batı yönlü olması nedeniyle Ukrayna, Rusya ile
ilişkileri daha mesafeli yürütmüş ve bu ülkenin emperyal etkinlik çabalarına
karşı eski Sovyet coğrafyada öncü rollerden birini oynamıştır.
İkinci devlet başkanı
Leonid Kuçma`nın devlet başkanlığının ilk döneminde (1994-1999) göreceli olarak
Rusya ile daha yakın ilişkiler kurulurken, ikinci döneminde (1999-2004) daha
mesafeli ve Rus emperyal çabalarına karşı ciddi direniş gösteren bir politika
sergilenmiştir. 2004-deki seçim sonuçlarının ikinci turunun tanınmaması ve
sonrasında 2005`de tekrarlanan ikinci turun sonunda iktidar gelen Viktor
Yuşenko`nun diş politika tercihi ise açıkça Batı ile stratejik işbirliğine
girmek ve NATO`ya üye olmak şeklinde tezahür etmiştir Kremlin yönetimin
emperyal niyetlerinin daha da güçlendiği döneme denk gelen bu süreç ise Ukrayna
ile Rusya arasında sürekli gerginlikler yaşanmasına neden olmuştur.
2010 yılında yapılan
yeni devlet başkanlığı seçimlerini ise Rusya ile yakın ilişkileri savunan
Viktor Yanukoviç kazanmıştır. Ukrayna'da Viktor Yanukoviçin devlet başkanı
seçilmesinden sonra Rusya ile bu ülke arasında ilişkilerde yeni yakınlaşma
sürecinin başlayacağı hiç kimsede şüphe doğurmuyordu. Aynı zamanda bu yakınlaşmanın
hızı, boyutu ve temel yönleri konusunda farklı görüşler de mevcuttu. Fakat yeni
devlet başkanı Yanukoviç ilgili tarafları fazla merakta bırakmayıp yaklaşma
beklentilerini "fazlasıyla yerine getirmeye" başlayan adımlar
atmaktadır. Atılan adımların hızı ve boyutları ise Yanukoviç`in Rusya ile
ilişkilerde Ukrayna`yı “Ermenistan`laştırdğı” yorumlarının yapılmasına neden
olacak türdendir.
Devam edecek.....
21.07.2011 18:30 Yerel
saatı | 15:30 Dünya saatı
Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik
Araştırmalar Merkezi Analisti (QAFSAM-www.qafsam.org)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder