29 Aralık 2014 Pazartesi

Rusya-Ukrayna İlişkileri Nereye? - 2



Rusya yönetiminin eski Sovyet coğrafyasındaki geleneksel etkinliğini güçlendirmesi çabalarında en dikkat çekici hedef ülkelerin başında Ukrayna gelmektedir. Rusya`nın Ukrayna`ya yönelik bu ilgisinin çok ciddi nedenleri mevcuttur. Öncelikle, tarihsel bakımdan, Ukrayna başkenti Kiev Rusya için devletçilik geleneğinin başlandığı yerdir. İki ülkenin etnik bakımdan Slav ve dini bağlamda da Ortodoksluk ortak paydalarında buluşması ve Ukrayna`nın 17. yüzyıldan itibaren kesintisiz Rusya`nın bir parçası olması bu tarihsel bilinci güçlü bir biçimde beslemektedir. İkincisi, Ukrayna coğrafi anlamda Rusya`nın Avrupa`ya ve Karadeniz`e çıkış kapısıdır.
Üçüncüsü, Ukrayna SSCB`nin eski buğday deposu, zengin kömür kaynakları, ciddi ekonomik potansiyeli, belki de en önemlisi Rusya`nın Avrupa`ya sattığı petrol ve doğal gazın yüzde 80`nin geçtiği ülke olması ve diğer nedenlerden dolayı ekonomik bağlamda da stratejik öneme haizdir.
Dördüncü olarak Ukrayna`da, başta Kırım olmak üzere, toplam nüfusun yüzde 20-sinden fazlasını oluşturan ciddi bir Rus nüfusunun bulunması da Rusya`nın bu ülkeye ilgisini artıran bir diğer nedendir. Son dönemlerde Karadeniz bölgesine yönelik ABD ve NATO ilgisinin güçlenmesi ve zaten bu ilgini engellemek için bölgede var olan Rus Karadeniz donanması da Moskova yönetiminin Ukrayna`ya ilgisinin bir başka önemli boyutunu oluşturmaktadır. Son olarak, Ukrayna`nın BDT coğrafyasında özelikle Rusya`ya karşı denge unsuru gibi görülmesi Moskova yönetiminin bu bölgede Ukrayna`ya özel ilgi göstermesine neden teşkil etmektedir.
Ukrayna da her boyutu ile ve özellikle BDT coğrafyasındaki tutumu nedeniyle Rusya`nın “özel ilgisine tesadüfen mazhar olmadığını” sürekli ortaya koymuştur. Nitekim yüz ölçümü bakımından Avrupa’nın en büyük devleti unvanının taşıyan (603,700 km²) Ukrayna SSCB’nin dağılmasında en kilit ülke konumunda olmuş ve uzun bir süre Rusya’nın yayılmacı girişimlerine karşı en kararlı tutumlardan birini sergilemiştir. Nitekim ünlü Amerikalı stratejist Zibignev Brzezinski’nin “Avrasya satranç tahtasında Rusya’nın (demokratik) dönüşümüne yardımcı olacak jeopolitik mihver” olarak tanımladığı ve “Ukrayna’sız Rusya imparatorluk değildir. Rusya-Ukrayna ittifakı ABD’nin küresel egemenliğine büyük tehlikedir.” biçiminde önemsediği bu ülkenin uluslararası tercihleri, sadece eski SSCB coğrafyasında etkinlik mücadelesini kaderini değil, aynı zamanda Avrasya`daki güç mücadelesinin sonuçlarını belirlemek bakımından da her zaman önemlidir.
Ukrayna`nın uluslararası tercihleri ise bu ülkede hangi siyasal gücün iktidara bulunması ile yakından alakalı olmuştur. Bu bağlamda ilk devlet başkanı Leonid Kravçuk`un (1991-1994) siyasi çizgisinin milliyetçi ve Batı yönlü olması nedeniyle Ukrayna, Rusya ile ilişkileri daha mesafeli yürütmüş ve bu ülkenin emperyal etkinlik çabalarına karşı eski Sovyet coğrafyada öncü rollerden birini oynamıştır.
İkinci devlet başkanı Leonid Kuçma`nın devlet başkanlığının ilk döneminde (1994-1999) göreceli olarak Rusya ile daha yakın ilişkiler kurulurken, ikinci döneminde (1999-2004) daha mesafeli ve Rus emperyal çabalarına karşı ciddi direniş gösteren bir politika sergilenmiştir. 2004-deki seçim sonuçlarının ikinci turunun tanınmaması ve sonrasında 2005`de tekrarlanan ikinci turun sonunda iktidar gelen Viktor Yuşenko`nun diş politika tercihi ise açıkça Batı ile stratejik işbirliğine girmek ve NATO`ya üye olmak şeklinde tezahür etmiştir Kremlin yönetimin emperyal niyetlerinin daha da güçlendiği döneme denk gelen bu süreç ise Ukrayna ile Rusya arasında sürekli gerginlikler yaşanmasına neden olmuştur.
2010 yılında yapılan yeni devlet başkanlığı seçimlerini ise Rusya ile yakın ilişkileri savunan Viktor Yanukoviç kazanmıştır. Ukrayna'da Viktor Yanukoviçin devlet başkanı seçilmesinden sonra Rusya ile bu ülke arasında ilişkilerde yeni yakınlaşma sürecinin başlayacağı hiç kimsede şüphe doğurmuyordu. Aynı zamanda bu yakınlaşmanın hızı, boyutu ve temel yönleri konusunda farklı görüşler de mevcuttu. Fakat yeni devlet başkanı Yanukoviç ilgili tarafları fazla merakta bırakmayıp yaklaşma beklentilerini "fazlasıyla yerine getirmeye" başlayan adımlar atmaktadır. Atılan adımların hızı ve boyutları ise Yanukoviç`in Rusya ile ilişkilerde Ukrayna`yı “Ermenistan`laştırdğı” yorumlarının yapılmasına neden olacak türdendir.
Devam edecek.....

21.07.2011 18:30 Yerel saatı | 15:30 Dünya saatı
Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Analisti (QAFSAM-www.qafsam.org)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder