29 Aralık 2014 Pazartesi

Ukrayna “Ermenistanlaşmaya” direniyor - 1



Son dönemlerde Rusya ile başta siyasi ve askeri boyutlar olmakla birçok alanda ilişkileri güçlendiren Ukrayna yönetimi Kremlin sürekli artan isteklerine karşı direniş göstermeye çalışıyor. Bu direnişin en önemli alanlarından biri ise iki ülke arasında geleneksel sorun alanlarının başında gelen enerji konusunda yaşanmaktadır.
Şöyle ki, Ukrayna Başbakanı Nikolay Azarov, 16 Ağustos`ta Kiev yönetiminin doğalgaz alanında Rusya ile işbirliğinde Beyaz Rusya modelini kabul etmediğini açıklamıştır. Azarov açıklamasında, Rusya ile Ukrayna arasında gaz işbirliğine değinirken, Ukrayna'nın bu konuda Beyaz Rusya`dan farklı tercihlere sahip olduğunu vurgulamıştır. Azarov`un bu demeci Gazprom Başkanı Aleksey Miller`in açıklamadan birkaç gün önce gündeme getirdiği Ukrayna'nın Rusya ile doğalgaz işbirliğinde Beyaz Rusya modelini seçme önerisinin ardından geldi.
Esasında Miller`in bu önerisi, Ukrayna enerji sektörünü Rusya`nın kontrolüne vermek anlamını taşıyor. Çünkü Miller`in örnek gösterdiği Beyaz Rusya uzun müddete direnmesine rağmen, sonunda ulusal gaz şirketi "Beltransgaz"ın hisselerinin yüzde 50’sini Gazprom`a satmak durumunda kaldı ve Rus şirketi geri kalan yüzde 50'si satın almak için de görüşmeleri sürdürüyor.
Şimdi Rusya aynı alternatifi Ukrayna'ya öneriyor. Aslında bu teklif Rusya yetkilileri tarafından Ukrayna ile gaz krizinin yaşandığı bütün dönemlerde temel çözüm gibi sık-sık gündeme getirilmekteydi. Ancak bu konuda son somut resmi açıklama, Miller 30 Haziran`da da Ukrayna'nın gaz fiyatlarına indirim yapmak önerisine ilişkin tutumunu belirtirken ortaya konmuştur.
Gazprom başkanı fiyat indiriminin, ancak Gazprom'la Ukrayna milli enerji şirketi "Naftogaz Ukraini" arasındaki birleşme ile mümkün olabileceğini vurgulamıştır.
Esasında iki ülke arasında enerji meselesinin sorun olması yeni konu değil. Bu konu Ukrayna ile Rusya arasında son on yılda ilişkilerin en önemli sorunlarından biri olmuştur. Sık-sık yaşanan fiyat anlaşmazlıklarından bundan doğan nakil ve transit sorunları nedeniyle taraflar arasına yükselen gerginlik karşılıklı anlaşmalarla hala edilmeye çalışılsa da, bir türlü nihai çözüme ulaşılamamıştır.
Son olarak, bu konuda en önemli enerji anlaşmalarından biri 2009 yılında Başbakan Vladimir Putin'le Ukrayna`nın o dönemki Başbakanı Yuliya Timoşenko arasında imzalanmıştır. Bu anlaşma ve arkasından 2010 yılında Rusya ile yakın ilişkileri savunan Viktor Yanukoviç`in iktidara gelmesi ile bu meselenin sorun olmaktan çıkardığı düşünülmekteydi. Dahası, Yanukoviç ile Medvedev arasında 2010 yılının Nisan ayında imzalanan ve "gaz yerine egemenlik" gibi tanımlanan enerji ve Karadeniz donanmasının süresinin uzatılmasına ilişkin anlaşmaların sorunu tamamen çözüldüğü iddia edilmekteydi.
Ancak olayların gelişmesi iki ülke arasında enerji sorununun yeniden baş göstermesine neden oldu. Bu kez gaz konusunun gündeme gelmesinin nedeni ise, Ukrayna'da ülke için iktidar mücadelesinin yeni evreye geçmesi ve bu kapsamda muhalefetin lideri konumundaki eski başbakan Yuliya Timoşenko’ya karşı açılan ve onun tutuklanması ile devam eden adli soruşturmadır.
Şöyle ki, Yanukoviç yönetimi en büyük siyasi rakibi Timoşenko'nun siyasi sahneden silinmesi için eski başbakanın faaliyetini araştırmak için soruşturma başlatmıştır. Bu çerçevede soruşturmada gündeme getirilen iddialardan biri ise 2009 yılında Timoşenko`nun Rusya ile imzaladığı enerji anlaşmasının da hukuka aykırı olduğu iddiasıdır.
Devam edecek…


Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Analisti (QAFSAM-www.qafsam.org)
12.09.2011 14:10 Yerel saatı | 11:10 Dünya saatı



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder