… Ağustos’un ilk haftasında Ukrayna
Başbakanı Azarov da resmen Kiev yönetiminin bu meseleyi incelediğini
açıklamıştı.Azarov, demecinde aynı zamanda iki ülke arasında sorunun
müzakereler yoluyla çözüm istediklerini de vurgulamıştı.Ancak Rusya Dışişleri
Bakanlığı aynı günlerde konuya ilişkin açıklamasında 2009 yılında imzalanan
anlaşmanın tamamen yasal olduğunu ve mevcut koşullarda bu konunun müzakereye
açık olmadığını belirtmiştir.
Rusya ve Ukrayna arasında gaz
sorunu 11 Ağustos`ta Soçi’de gerçekleşen Medvedev-Yanukoviç görüşmesinde de ele
alındı. Görüşmede Medvedev iki ülke arasındaki gaz sorununun karmaşık mesele
olduğunu ve uzun sureli müzakere sürecine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Rusya
lideri çözüm için hükümetlerarası komisyonun çalışmasını önerdi. Ukrayna
devlet başkanı da onun bu önerisini onayladığını açıkladı.
Görüşme sonrası iki ülke
ilişkilerinin daha da geliştirileceği konusunda mutabakata varıldığı
belirtildi. Nitekim Medvedev görüşmede bütünleşme konusuna değindiklerini ve
Ukrayna'yı bu sürece aktif katılmaya davet ettiğini ilan etti. Yanukoviç ise
Ukrayna'nın ayrı-ayrı sektörlerde entegrasyon meselesine olumlu yaklaştığını
bildirdi.
Yeni gaz krizi ve bununla ilgili
başlayan tartışmalar ve verilen mesajlar Rusya'nın Ukrayna`yı “Ermenistanlaştırma”,
yani uydulaştırma sürecinde yeni bir aşamaya geçme riskinin daha da
güçlendiğini göstermektedir. Bu sürecin stratejik hedeflerinin başında ise,
Rusya'nın Gazprom vasıtasıyla Ukrayna'nın enerji sektörünü ele geçirmek
gelmektedir.
Gerçi, yazının başında da
belirtildiği gibi Ukrayna yönetimi buna itiraz ettiğini beyan ediyor. Ancak bu
itirazın ne kadar süreceği henüz belli değil. Çünkü Yanukoviç`in kendi siyasi
rakibi Timoşenko’nu saf dışı bırakmak için gündeme getirdiği soruşturma süreci
içeride muhalefeti iktidara karşı birleştirirken, dışarıda da beklendiği gibi
Batı'nın Ukrayna yönetimine karşı itirazlarının güçlendirmesine neden oldu.
Ancak burada sürpriz sayılan mesele
soruşturma sürecinde Rusya ile imzalanan 2009 tarihli gaz anlaşmasının gündeme
gelmesi ve Rusya'nın da bu sürece müdahil olarak doğrudan anlaşmaya, dolaylı
olarak ise Timoşenko’ya destek vermesi oldu. Böylece, Yanukoviç hem kendi
siyasi rakibini güçlendirdi, hem de Rusya'nın tepkisini çekti.
Bu koşullarda Yanukoviç’in
içeride muhalefete ödün yerine, Rusya ile ilişkileri daha da güçlendirmeyi
seçmesi daha yüksek ihtimal sayılıyor. Bu ise Ukrayna`nın Rusya`nın uydusuna
dönüşmesine neden olma riskini daha da güçlendirmektedir. Ukrayna`nın
“Rusya`nın denetimine geçmesi” ise Kremlin yönetimin BDT mekanında
giderek hız kazanan tekrar denetimi tamimiyle ele geçirme hedefinde en mühim
stratejik kazanımlarından biri olacak.
Bu ise Batı ve Türkiye`nin başta
enerji projeleri olmakla Avrasya coğrafyasında gerçekleştirmek istediği
projelerde de büyük bir yenilgisi olacak. Ukrayna`nın Ermenistanlaştıran Rusya
yönetimi hem Avrasya, hem de Karadeniz-Kafkasya-Orta Asya ekseninde Türkiye ile
pazarlık masasına çok daha güçlü biçimde oturacak.
Bu durum ise hem Türkiye`nin Batı
kampında yer almasını savunanlar, hem Rusya ile stratejik işbirliğini
önerenler, hem de değişen dünya koşularında kendine özgün ve çok boyutlu
denge politikası yürütmesi gerektiğini ireli sürenler için stratejik
anlamda istenmeyen ve de göz ardı edilmeyecek kadar önemli bir konudur.
Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya
Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Analisti
(QAFSAM-www.qafsam.org)
Bitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder